1972 yılında Sovyetler Birliği tarafından Venüs’e gönderilmek üzere fırlatılan ancak görevini tamamlayamayan Kosmos 482 adlı uzay aracı, 53 yıl sonra yeniden gündemde. Yaklaşık 500 kilogram ağırlığındaki kapsül, kontrolsüz bir şekilde Dünya’ya düşmek üzere. Uzmanlar, düşüşün 8-14 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleşmesini bekliyor. Üstelik kapsülün potansiyel düşüş alanları arasında Türkiye de yer alıyor.
UZAYDAN GELEN TEHLİKE
Kosmos 482, Venüs’ün yoğun atmosferine iniş yapmak üzere özel olarak tasarlanmış bir uzay aracıydı. Ancak roketindeki arıza sebebiyle görevini tamamlayamadan Dünya yörüngesinde kaldı. Aradan geçen on yıllar sonunda kapsül, kontrolünü kaybederek atmosfere doğru hızla yaklaşmaya başladı. Dayanıklı yapısı sayesinde tamamen yanmadan yeryüzüne ulaşabileceği öngörülüyor.
TÜRKİYE İÇİN RİSK VAR MI?
Uzmanlara göre kapsülün düşebileceği alanlar, 52 derece kuzey ve güney enlemleri arasında kalıyor. Bu durum, Türkiye’nin de potansiyel risk bölgesi içinde olduğunu gösteriyor. Ancak bu tip düşüşlerde uzay çöplerinin büyük bölümü okyanuslara veya ıssız alanlara düşüyor. Yine de kapsülün yüksek hızla düşmesi halinde, yeryüzünde ciddi hasara yol açabileceği belirtiliyor.
BİLİM İNSANLARINDAN UYARI
Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi’nden Jonathan McDowell, kapsülün atmosferde yanmadan yere ulaşması durumunda, yaralanma veya maddi hasar gibi riskler doğurabileceğini ifade etti. Ancak bu ihtimalin son derece düşük olduğunun da altını çizdi. McDowell’a göre, yıldırım çarpması gibi doğal olayların görülme olasılığı bu tarz kazalara kıyasla çok daha yüksek.
UZAY ÇÖPÜ SORUNU GÜNDEMDE
Kosmos 482 olayı, uzay çöplerinin tehlikesi konusunu bir kez daha dünya gündemine taşıdı. Yörüngedeki kullanılmayan araçlar, gelecekte benzer riskleri beraberinde getirebilir. Bu nedenle uluslararası kurumlar, uzay araçlarının görev süresi sonrası nasıl imha edileceği konusunda yeni stratejiler geliştirmeye çalışıyor.
YETKİLİLER NE DİYOR?
Türkiye’den henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak konunun uzay ajansları tarafından yakından takip edildiği biliniyor. Uzmanlar, halkın paniğe kapılmaması gerektiğini ve gelişmeleri yetkili kurumlar aracılığıyla takip etmeleri gerektiğini vurguluyor.