Güney Asya’nın en tartışmalı bölgelerinden biri olan Keşmir, 78 yıldır Hindistan ve Pakistan arasında çözüme kavuşamayan kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Son olarak 22 Nisan 2025’te Cemmu ve Keşmir bölgesinde düzenlenen silahlı saldırıda 26 turistin hayatını kaybetmesi, iki ülke arasındaki tansiyonu yeniden yükseltti.
Saldırıyı “Keşmir Direnişi Cephesi” (TRF) adlı örgüt üstlenirken, Hindistan yönetimi olayın Pakistan bağlantılı terör saldırısı olduğunu savundu. Bu açıklamalar üzerine Hindistan, Pakistan ile diplomatik ilişkilerin seviyesini düşürdü. Pakistan ise Hindistan’ın askeri bir operasyon hazırlığında olduğunu öne sürdü ve 24 ila 36 saat içinde saldırı beklediklerine dair istihbarat aldıklarını duyurdu.
KEŞMİR SORUNUNUN KÖKENİ
Keşmir sorunu, 1947 yılında Hindistan ve Pakistan’ın İngiltere’den bağımsızlıklarını kazanmalarıyla başladı. Müslüman çoğunluğa sahip Keşmir bölgesi, dönemin Hindu prensi Maharaja Hari Singh tarafından Hindistan’a bağlandı. Bu durum halkın tepkisini çekti ve bölgede isyanlar başladı. Hindistan isyanı bastırmak için ordu gönderdi ve bu gelişme 1947 Keşmir Savaşı’nın fitilini ateşledi.
1949’da BM arabuluculuğuyla yapılan ateşkes sonucunda Keşmir ikiye bölündü: biri Hindistan, diğeri Pakistan kontrolünde kaldı. Ancak BM’nin önerdiği halk oylaması, Hindistan’ın karşı çıkması nedeniyle hiç yapılmadı. Bu nedenle bölgedeki siyasi statü, hâlâ tartışmalı bir mesele olarak gündemdeki yerini koruyor.
Hindistan ve Pakistan, 1965, 1971 ve 1999 yıllarında Keşmir nedeniyle savaş yaşadı. Günümüzde ise çatışmalar, terör saldırıları ve karşılıklı suçlamalarla devam ediyor. Uzmanlara göre Keşmir, sadece iki ülkenin değil, bölgesel güvenliğin geleceğini de tehdit eden jeopolitik bir kriz alanı olmayı sürdürüyor.