Gezi Parkı olayları kapsamında “planlayıcı” olmakla suçlanan ünlü oyuncu menajeri Ayşe Barım, dün çıkan mahkeme kararıyla adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barım’ın tahliyesine itiraz ederek sürecin yeniden değerlendirilmesini talep etti. Bu gelişme, Barım’ın uzun süredir devam eden yargı süreciyle ilgili yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Barım, yaklaşık 8 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyordu. Duruşmada çok sayıda ünlü isim tanık olarak dinlendi; aralarında Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Mehmet Günsür ve Rıza Kocaoğlu gibi sanatçılar da yer aldı. Tanıklar, Barım’ın Gezi Parkı eylemlerine yönlendirme yapmadığını ve sosyal medya paylaşımlarının tamamen kendi iradeleriyle gerçekleştiğini belirtti. Bu ifadeler, Barım’ın suçlamalara karşı savunmasında önemli bir dayanak oluşturdu.
Gözyaşları içinde savunma yapan Barım, mahkemeye hitaben “Artık ben tutuksuz yargılanmak istiyorum. Bu temel hakkı bana vermenizi talep ediyorum. Sağlığıma kavuşmam ve normal hayatıma dönmem için bir an önce tahliyemi istiyorum” dedi. Barım, cezaevinde geçirdiği süre boyunca yaşadığı sağlık sorunlarını ve fiziksel sıkıntıları da dile getirerek, tutuksuz yargılanma hakkının kendisi için önemini vurguladı.
Mahkeme, Barım’ın tahliyesiyle birlikte yurt dışı çıkış yasağı ve ev hapsi şeklinde adli kontrol hükümlerini uygulama kararı almıştı. Ancak savcılığın itirazı üzerine, Barım’ın durumu tekrar ele alınacak ve tahliyesinin şartları yeniden değerlendirilecek. Bu süreç, Barım’ın adli kontrolle tahliye edilip edilmeyeceği konusunda belirsizlik yaratırken, dava sürecinin uzun soluklu bir mücadele olarak devam edeceğini gösteriyor.
Barım’ın avukatları, savcılığın itirazına rağmen müvekkillerinin temel haklarının korunması ve sağlık durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Öte yandan, hukuk uzmanları, mahkemenin önceki kararını destekleyebileceği gibi, savcılığın itirazını dikkate alarak bazı ek koşullar getirebileceğini ifade ediyor. Bu gelişmeler, Gezi Parkı davasının kamuoyunda yakından takip edilen ve tartışmalı konularından biri olarak gündemde kalmaya devam edeceğini ortaya koyuyor.
