Türkiye’de doğurganlık oranları giderek düşüyor, nüfusun yaş yapısı değişiyor ve uzmanlar bu durumu ciddi bir demografik risk olarak değerlendiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 31 Aralık 2024 itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişi oldu. Ancak nüfusun gençleşme oranı düşerken, yaşlı nüfus artıyor ve bu durum, hem ekonomik hem de sosyal yapıyı etkileme potansiyeli taşıyor.
Çocuk ve Genç Nüfus Dünyanın Altında
Türkiye’de çocuk nüfus oranı, dünya ortalamasının altında seyrediyor. 2024 yılı itibarıyla dünya çocuk nüfus oranı yüzde 29,6 iken, Türkiye’de çocuk nüfus oranı yüzde 25,5 olarak kaydedildi. Benzer şekilde, genç nüfus oranı dünya ortalamasının hemen altında: Dünya ortalaması yüzde 15,6 iken Türkiye’nin genç nüfus oranı yüzde 14,9.
Uzmanlar, çocuk ve genç nüfusun azalmasının uzun vadede iş gücü, ekonomik üretim ve sosyal güvenlik sisteminde ciddi baskılar oluşturabileceğine dikkat çekiyor.
Yaşlı Nüfus Hızla Artıyor
0-14 yaş grubundaki nüfus oranı 2007 yılında yüzde 26,4 iken, 2024’te yüzde 20,9’a geriledi. Öte yandan, 65 yaş ve üzeri nüfusun oranı yüzde 7,1’den yüzde 10,6’ya yükseldi. Nüfusun cinsiyet dağılımına bakıldığında, erkeklerin oranı yüzde 48,3, kadınların oranı ise yüzde 51,7 olarak belirlendi.
Yaşlı nüfusun artışı, sağlık, sosyal güvenlik ve bakım hizmetlerine olan talebi artırırken, iş gücü piyasasında da potansiyel açıklar yaratıyor.
Türkiye’nin Ortanca Yaşı Artıyor
Türkiye’de nüfus piramidi, doğurganlık ve ölümlülük hızındaki değişimlerle birlikte yaşlanıyor. 2023 yılında ortanca yaş 34 iken, 2024’te 34,4 olarak ölçüldü. Cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerde ortanca yaş 33,2’den 33,7’ye, kadınlarda ise 34,7’den 35,2’ye yükseldi. Bu durum, nüfusun giderek yaşlandığını ve genç nüfus oranının azaldığını gösteriyor.
İllerin Nüfusunda Azalma
Türkiye’de 2023 yılında 10 ilin nüfusu azalırken, 2024 yılında bu sayı 40 ile yükseldi. Bu gelişme, özellikle göç, düşük doğurganlık oranları ve bölgesel demografik değişimlerin bir sonucu olarak görülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Uyarı ve Çözüm Önerisi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken Türkiye’nin nüfus artış hızındaki düşüşe dikkat çekti. Erdoğan şunları söyledi:
“Nüfus artış hızında şu anda maalesef 1,7’deyiz. Bu bir intihardır. Bunu çözmemiz lazım. Türkiye’nin nüfus artış hızının böyle bir konuma gelmesi hazmedilemez. Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Niye en az 4 çocuk olmasın, 5 olmasın? Bunu hızlandıralım ve ülkemiz inşallah nüfus artış hızının yükselmesiyle geleceğe çok daha güçlü bir şekilde ilerleyecektir.”
Erdoğan’ın açıklamaları, devlet politikalarının nüfus artışını teşvik etmeye yönelik olacağını gösteriyor.
Ekonomik ve Sosyal Riskler
Uzmanlar, doğurganlık oranlarındaki düşüş ve yaşlı nüfusun artmasının, iş gücü açığı, sosyal güvenlik sisteminde yük artışı, sağlık harcamalarının yükselmesi ve ekonomik büyümede yavaşlama gibi riskleri beraberinde getireceğini belirtiyor.
Özellikle Türkiye’nin genç nüfusunun azalması, uzun vadede çalışan nüfusun azalması, üretimin düşmesi ve emeklilik sisteminde finansal baskı yaratması anlamına geliyor. Bu nedenle hükümetin aile politikaları, çocuk teşvikleri ve genç nüfusun artırılmasına yönelik önlemler büyük önem taşıyor.
Sonuç: Demografik Dönüşüm ve Önlem Gerekliliği
Türkiye’nin nüfus yapısında yaşanan bu değişim, sadece sayıların değişmesi değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve politik dengelerin yeniden şekillenmesi anlamına geliyor. Uzmanlar ve yetkililer, Türkiye’nin nüfus artış hızını artıracak politikaları acilen devreye sokması gerektiğini vurguluyor.
Nüfusun giderek yaşlanması, genç ve dinamik nüfus oranının düşmesi, önlem alınmazsa ülke ekonomisi ve sosyal yapısı üzerinde ciddi etkiler yaratacak gibi görünüyor.

