ABD, İran’ın balistik füze ve insansız hava aracı (İHA) üretim kapasitesine destek verdiği gerekçesiyle kapsamlı bir yaptırım hamlesi gerçekleştirdi. ABD Hazine Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İran’a doğrudan veya dolaylı şekilde mali, maddi ve teknolojik destek sağlayan 32 kişi ve kuruluşun yaptırım listesine alındığı bildirildi. Yaptırım kapsamındaki ülkeler arasında Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Çin, Hindistan, Hong Kong, Almanya ve Ukrayna yer alıyor.
YAPTIRIMIN SEBEPLERİ VE HEDEFİ
ABD Hazine Bakanlığı, söz konusu kişi ve kuruluşların İran’ın balistik füze ve İHA programlarını desteklediğini ve bu durumun ABD ile müttefiklerinin Orta Doğu’daki güvenliği için risk oluşturduğunu açıkladı. Açıklamada, İran’ın geçtiğimiz Haziran ayında İsrail ile yaşanan 12 günlük savaş sonrası imha edilen nükleer kapasitelerini yeniden tesis etmeye çalıştığı, dolayısıyla roket yakıtı ve kritik bileşenlerin tedarikinin engellenmesi gerektiği ifade edildi.
Yaptırım kararında, İran’a yönelik uygulamaların sadece mal varlıklarını hedeflemediği, aynı zamanda küresel finans sisteminde olası riskleri de sınırlandırmayı amaçladığı vurgulandı. ABD Hazine Bakanlığı, bu kapsamda yaptırım listesine alınan kişi ve kuruluşların ABD’de veya ABD vatandaşlarının mülkiyetinde bulunan tüm mal varlıklarını dondurdu. Ayrıca, doğrudan veya dolaylı şekilde, bu kişiler tarafından yüzde 50 veya daha fazla hissesine sahip olunan tüm kuruluşlar da yaptırımlara tabi olacak.
YAPTIRIMLARIN KÜRESEL ETKİLERİ
Yaptırımların yalnızca listede adı geçen kişi ve kuruluşları değil, bu kişilerle işlem yapacak yabancı mali kurumları da etkileyebileceği belirtildi. ABD Hazine Bakanlığı, yaptırımlardan etkilenen kişi ve kuruluşlarla herhangi bir işlem gerçekleştirecek yabancı mali kurumların ikincil yaptırımların hedefi olabileceğine dikkat çekti. Bu durum, küresel finansal sistem üzerinde ciddi bir uyarı niteliği taşıyor.
ABD’DEN KÜRESEL UYARI
ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Finansal İstihbarat Müsteşarı John K. Hurley, İran’ın nükleer ve konvansiyonel silah programları için dünya çapında mali sistemleri istismar ettiğini belirtti. Hurley, ABD’nin tam baskı uygulayarak İran’ın nükleer tehdidine son vermeyi hedeflediğini ve uluslararası toplumdan, Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘snapback’ mekanizması kapsamındaki yaptırımları etkin şekilde uygulamasını beklediğini söyledi.
BM KARARLARI VE YAPTIRIMLARIN UZANTISI
ABD Hazine Bakanlığı açıklamasında, BM’nin 27 Eylül 2025 tarihinde İran’ın uluslararası taahhütlerine uymaması sonucu aldığı kararlar da hatırlatıldı. Bu kararlar kapsamında, İranlı kişilere seyahat yasağı, bazı kişi ve kuruluşların mal varlıklarının dondurulması ve nükleer programda kullanılabilecek malzemelerin tedarikinin yasaklanması yer alıyor. ABD’nin yeni yaptırımları, bu kararların desteklenmesi ve İran’ın nükleer silahsızlanma sürecine yönelik baskının artırılması amacı taşıyor.
İRAN’IN MALİ SİSTEMLERİNE MÜDAHALE
Hurley, İran’ın nükleer ve konvansiyonel silah programları için finansman sağlamak amacıyla küresel mali sistemleri istismar ettiğini vurguladı. ABD, bu yaptırımlarla İran’ın uluslararası finansal sistemlere erişimini sınırlamayı, silah üretim kapasitesini engellemeyi ve bölgesel güvenliği korumayı hedefliyor.
SONUÇ VE ÖNEMİ
ABD’nin aldığı bu yaptırım kararı, İran’ın balistik füze ve İHA üretiminde destek sağladığı kişi ve kuruluşları doğrudan hedef alıyor ve küresel finans sistemine yönelik ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Yaptırımlar, yalnızca İran’a değil, aynı zamanda bu süreçte rol oynayan 8 ülkedeki kişi ve kuruluşlara uygulanacak, böylece İran’ın silah üretim kapasitesi ve finansal erişimi ciddi ölçüde kısıtlanacak. Bu hamle, ABD’nin hem bölgesel hem de küresel güvenliği sağlama stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.



