Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) muafiyeti ile sıfır araç satışına ilişkin kapsamlı bir çalışma yürütüyor. Çalışmaya dair gelen bilgiler, programın özellikle 3 ve üzeri çocuğa sahip aileleri hedeflediğini ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sıkça dile getirdiği “en az 3 çocuk” söylemi, ÖTV muafiyeti için ön koşul hâline gelmiş olacak. Bu durum, hem muhalefet hem de yurttaşlar arasında tartışma konusu oldu.
Ülke genelinde artan enflasyon ve yükselen döviz kurları nedeniyle araç sahibi olmanın zorlaştığı bir dönemde, dar gelirli ailelerin araç sahibi olmasını kolaylaştırmayı hedefleyen bu program, aynı zamanda sosyal politika ve ekonomik teşvik açısından da dikkat çekiyor. Ancak söz konusu “3 çocuk şartı”, bazı kesimler tarafından eleştiriliyor ve tartışmalara yol açıyor.
Programın Amaç ve Kapsamı
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmaya göre, 25 yaş üzeri araçlarını hurdaya ayıran kişiler, ÖTV muafiyeti ile sıfır araç alabilecek. Program kapsamında özellikle 3 ve üzeri çocuğa sahip aileler için uzun vadeli ödeme seçenekleri, düşük taksitli finansman imkanları ve esnek kredi modelleri sunulacak. Bu sayede dar gelirli ailelerin, Türkiye’de üretilen yerli otomobillere erişimi sağlanmış olacak.
İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesine göre, dar gelirli ailelerin ilk kez otomobil sahibi olmasını sağlayacak olan “İlk Arabam Yerli Otomobil Aile Destek Programı”, 2025 yılı bitmeden Meclis’e sunulacak. Programın yasalaşmasıyla birlikte ÖTV muafiyeti, Türkiye’de üretilen ve en az yüzde 40 yerlilik oranına sahip otomobil modelleri için geçerli olacak.
Ekonomik ve Sosyal Etkiler
Programın yürürlüğe girmesiyle birlikte, yerli otomobil üretiminin teşvik edilmesi ve dar gelirli ailelerin araç sahibi olmasının sağlanması hedefleniyor. Ancak “3 çocuk şartı”, özellikle nüfus politikaları ve sosyal adalet açısından tartışma yaratıyor. Muhalefet ve bazı yurttaşlar, bu şartın dar gelirli aileleri sınırlayabileceğini ve toplumsal eşitlik açısından sorun teşkil edebileceğini vurguluyor.
Programın uygulamaya konulması halinde, aileler uzun vadeli ve düşük taksitli kredi imkanlarıyla araç sahibi olabilecek. Öte yandan, bu düzenlemenin uygulanabilirliği, Türkiye’deki araç üretim kapasitesi ve ekonomik etkileri yakından izlenecek. Programın başarıya ulaşabilmesi için, hem üretici firmaların hem de bankacılık sektörünün kapasitesi ve destekleri kritik rol oynayacak.
Toplumsal Tartışmalar
ÖTV’siz araç uygulaması, sosyal medyada ve kamuoyunda şimdiden tartışmalara neden oldu. Bazı vatandaşlar, programın dar gelirli ailelere ciddi bir destek sağlayacağını düşünürken, bazıları ise “3 çocuk” şartının aileler üzerinde baskı yaratabileceği ve sosyal politikalar açısından adaletsiz olabileceği görüşünü savunuyor. Programın Meclis’e sunulmasının ardından, tartışmaların daha da yoğunlaşması bekleniyor.
Bu kapsamlı düzenleme, Türkiye’de hem ekonomik hem de sosyal açıdan etkili olabilecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Programın yasalaşması ve uygulanmasıyla birlikte, dar gelirli ailelerin araç sahibi olma hayali gerçeğe dönüşebilecek ve yerli otomobil üretimi teşvik edilmiş olacak.
