ABD Senatosu, 2026 mali yılı için hazırlanan 925 milyar dolarlık savunma bütçesi tasarısını kabul etti. Tasarı kapsamında, Suriye’de SDG adıyla bilinen PKK/YPG terör örgütü ile Suriye’nin güneyinde konuşlu Suriye Özgür Ordusu’na (SÖO) toplam 130 milyon dolar aktarılması öngörülüyor. Bu durum, bölgede faaliyet gösteren terör örgütlerine yapılan mali desteğin sürdürülmesi anlamına geliyor.
Terör Örgütlerine Eğitim ve Teçhizat Desteği
Senato’da kabul edilen tasarıya göre, belirtilen 130 milyon dolarlık bütçe, SDG ve SÖO’ya eğitim, teçhizat temini ve maaş ödemeleri için kullanılacak. Tasarı metninde, ABD’nin bölgede terörle mücadele kapsamında bu desteği sağlamasının “gerekli” olduğu vurgulanıyor.
Uzmanlar, bu tür mali desteklerin örgütlerin saha kapasitesini artırmakla kalmayıp, bölgedeki istikrarsızlığın devamına da katkıda bulunduğunu belirtiyor.
Askeri Güç Kullanımı Yasalarında Değişiklik
Tasarıyla birlikte, ABD Başkanı’na 2002’de Irak’ta askeri güç kullanma yetkisi veren “Askeri Güç Kullanımı için Yetki” yasasının yürürlükten kaldırılmasına yönelik değişiklik önerisi de kabul edildi. Bu değişiklik, Başkan’ın bölgede askeri operasyonları daha bağımsız şekilde yönetebilmesine imkan tanıyor.
Bütçede PKK/YPG’ye Daha Önce de Kaynak Ayrılmıştı
ABD’nin terör örgütlerine yönelik mali desteği yeni bir uygulama değil. 2025 yılı savunma bütçesinde de PKK/YPG’ye toplam 147 milyon 941 bin dolar aktarılmıştı. Uzmanlar, bütçedeki bu kalemin her yıl düzenli olarak artırılmasının, örgütlerin saha operasyonlarını sürdürmesine olanak tanıdığını ifade ediyor.
Bütçe tasarısının onaylanmasıyla birlikte, bölgede faaliyet gösteren bu örgütlerin finansal ve lojistik desteklerinin devam edeceği kesinleşmiş oldu.
Bölgesel Etkiler ve Tepkiler
Uzmanlar, ABD’nin bu tür desteklerinin Suriye ve çevresinde istikrarı olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor. Sivil kayıplar ve yerel güvenlik sorunlarının artmasına yol açan bu politikalar, bölge halkı ve uluslararası toplum tarafından eleştirilmekte.
Analistler, destek verilen örgütlerin saha etkinliğini artırmasının, uzun vadede ABD’nin bölgede “barış ve güvenlik” iddiasını zayıflatabileceğini belirtiyor.