Antarktika’da hızla eriyen buzullar, sadece kutup bölgelerini değil, tüm dünyayı etkileyen bir iklim krizine dönüşüyor. 2015 yılından bu yana Grönland büyüklüğünde deniz buzu kaybeden kıta, küresel sıcaklık artışının önemli bir tetikleyicisi haline geldi.
Bilim insanları, buzul erimesiyle birlikte deniz yüzeyinde beklenenin aksine tatlılaşma değil, tuzlanma gözlemliyor. Bu durum, suyun yoğunluğunu artırıyor ve sıcak alt katmanların yüzeye çıkarak buzulları alttan eritmesine neden oluyor. Böylece, her geçen gün daha da güçlenen bir “geribildirim döngüsü” oluşuyor.
Eriyen deniz buzları, güneş ışığını geri yansıtma özelliğini kaybediyor ve bu da açık denizlerin daha fazla ısı emmesine yol açıyor. Sonuç olarak, küresel ısınma hızlanıyor, hava olaylarının şiddeti artıyor ve ekosistemler büyük tehdit altında kalıyor.
Özellikle imparator penguenler ve kril gibi türler, yaşam alanlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya. Ayrıca donmuş zeminin çözülmesiyle atmosfere salınan metan ve karbon, küresel ısınmanın etkilerini daha da derinleştiriyor.
Uzmanlardan Kritik Uyarılar:
-
Mevcut iklim modelleri, buzulların erimesinin etkilerini tam olarak yansıtmıyor.
-
Uydu ve robotik sistemlerle yapılan izleme çalışmaları, mali kısıtlamalar nedeniyle aksama riski taşıyor.
-
Erken uyarı sistemleri, olası afetler karşısında hayati önem taşıyor.
Deniz seviyesindeki artış, kıyı kentlerinde sel, toprak kaybı ve göç gibi toplumsal krizlere zemin hazırlayabilir. Bu nedenle bilim insanları, sera gazı salınımlarının azaltılması ve gözlem sistemlerine yatırımların artırılması çağrısında bulunuyor.