Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) “Türkiye’nin 82. ili olması gerektiği” yönündeki açıklamaları, Kıbrıs Türk siyasetinde büyük yankı uyandırdı. KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ın liderliğini yürüttüğü Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Bahçeli’nin ifadelerini “halkın iradesini hiçe sayan, uluslararası hukuku yok sayan, kabul edilemez bir açıklama” olarak değerlendirdi.
Parti açıklamasında, “Kıbrıs Türk halkı, kendi geleceğini belirleme hakkını özgürce kullanmış, demokratik iradesini güçlü bir biçimde sandığa yansıtmıştır. Bu iradeye saygı duymak herkesin görevidir” denildi.
Bahçeli’den “82. il KKTC” çıkışı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin 21 Ekim 2025 tarihli TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, gündeminde Kıbrıs meselesi ve son cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı. Bahçeli, KKTC’deki seçimlerin ardından “Kıbrıs Türk halkının geleceğine dair yeni bir adım atılması gerektiğini” öne sürdü.
Bahçeli, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“3 Ekim 2017 tarihli Meclis grup toplantısında demiştim ki: O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda Misak-ı Milli uyanacaktır. 81 Düzce’den hemen sonra 82 Kerkük, 83 Musul demenin önünde hiçbir güç kalmayacaktır. Ancak bugün geldiğimiz noktada, aciliyet bakımından 81 Düzce’den sonra 82’nin KKTC olması gerektiği kanaatindeyim.”
Bu sözlerin ardından Bahçeli, KKTC Parlamentosu’nun acilen toplanarak seçimlerin iptal edilmesi ve Türkiye’ye katılma yönünde karar alınması gerektiğini de dile getirdi.
CTP’den anında yanıt: “Kıbrıs Türk halkının iradesini değersizleştiriyor”
Bahçeli’nin açıklamalarının ardından, KKTC’nin önde gelen siyasi oluşumu Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) sert bir yanıt yayımladı.
Parti açıklamasında, Bahçeli’nin sözlerinin yalnızca Kıbrıs Türk halkını değil, Türkiye-KKTC ilişkilerini de zedelediği belirtilerek şöyle denildi:
“Bu açıklamalar, Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin hakkına, demokratik iradesine ve yıllardır sürdürdüğü kendi kendini yönetme mücadelesine açık bir saldırıdır. Halkımızın iradesini değersizleştiren hiçbir siyasi söylem bizim açımızdan kabul edilebilir değildir.”
CTP, Bahçeli’nin sözlerinin, “Kıbrıs Türk halkının onurlu mücadelesini küçümseyen, bağımsızlık bilincini yok sayan bir yaklaşım” olduğunu vurguladı.
“Halkın tercihi net: Çözüm, istikrar ve kardeşlik”
Parti açıklamasında, 2025 Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarına da atıfta bulunularak, halkın demokratik tercihinin açık bir mesaj taşıdığı vurgulandı.
“Resmî sonuçlara göre CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, oyların %62,76’sını alarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu sonuç, halkımızın değişim, öngörülebilir bir gelecek, kardeşlik ruhu, çözüm ve ortak akıl yönündeki talebinin açık bir ifadesidir.”
CTP, seçim sonuçlarının Kıbrıs Türk halkının kendi geleceğine sahip çıktığını gösterdiğini, bu iradenin dışarıdan gelen hiçbir siyasi söylemle gölgelenemeyeceğini belirtti.
“Bahçeli’nin sözleri uluslararası hukuka aykırı”
Açıklamada, Bahçeli’nin “KKTC’nin Türkiye’ye katılması gerektiği” yönündeki sözlerinin uluslararası hukuk açısından da temelsiz olduğu vurgulandı.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye’nin 82. ili olması yönündeki ifadeler, uluslararası hukuk gerçeklerine tamamen aykırıdır. Kıbrıs Türk halkı, kendi kaderini tayin hakkını defalarca ortaya koymuştur. Bu halk, bağımsızlığını ve kendi yönetimini koruma iradesine sahiptir.”
CTP’ye göre, bu tür açıklamalar yalnızca Kıbrıs Türk halkını değil, Türkiye’nin de diplomatik itibarını zedeleme potansiyeli taşıyor.
“Dostane ilişkiler, karşılıklı saygı temelinde gelişir. Kardeşlik, birinin diğerine hükmetmesiyle değil, eşitlik ve karşılıklı anlayışla güçlenir.”
“Türkiye ile kardeşlik ilişkilerinin zarar görmemesi için dikkat çağrısı”
Açıklamanın sonunda, CTP Türkiye ile köklü ilişkilerin önemini vurgulayarak, her iki halk arasındaki bağların karşılıklı saygı ve güven temelinde güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“CTP olarak, toplumsal kardeşlik ruhunun pekişmesi ve Türkiye Cumhuriyeti ile saygın kardeşlik ilişkilerinin gelişmesi yönünde katkı koymaya devam edeceğiz. Ancak bu ilişkilerin sürdürülebilirliği için tüm tarafların bilinçli, sorumlu ve hassas davranması gerekmektedir.”
Siyasi analiz: Kıbrıs’ta yeni gerilim hattı mı?
Bahçeli’nin sözleri, hem Ankara hem de Lefkoşa’da geniş yankı buldu. Siyasi gözlemciler, açıklamaların Türkiye-KKTC ilişkilerinde yeni bir diplomatik gerilim yaratabileceğini, özellikle Erhürman liderliğindeki yeni yönetimin bağımsızlık ve çözüm politikalarını zayıflatma girişimi olarak algılandığını belirtiyor.
Uzmanlara göre, CTP’nin güçlü seçim zaferinin hemen ardından böyle bir açıklamanın gelmesi, “Kıbrıs Türk halkının demokratik iradesine müdahale algısını” güçlendiriyor.
Ankara kulislerinde ise Bahçeli’nin çıkışının hükümet politikasıyla doğrudan bağlantılı olmadığı, daha çok iç politikaya yönelik bir “siyasi hamle” olduğu yönünde değerlendirmeler yapılıyor.
Sonuç: “Kıbrıs Türk halkı kendi yolunu çizer”
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin açıklaması, Kıbrıs Türk halkının egemenlik ve öz yönetim iradesine yapılan her türlü müdahaleye karşı güçlü bir duruş olarak değerlendiriliyor.
Tufan Erhürman liderliğindeki yeni yönetim, hem çözüm süreci hem de uluslararası alanda KKTC’nin konumunu güçlendirme hedefleri doğrultusunda “diplomatik denge” politikası izlemeye hazırlanıyor.
CTP’nin açıklamasında öne çıkan en net mesaj ise şöyle:
“Kıbrıs Türk halkı ne Türkiye’nin bir vilayeti, ne de başka bir ülkenin uydusu olmuştur. Biz kendi geleceğimizi, kendi irademizle belirlemeye devam edeceğiz.”
