Koronavirüs Delta varyantı ve Delta Plus olarak adlandırılan gelişmiş varyant, vakalarda ani bir artışa karşı birçok ülkenin yeniden alarma geçmesine neden oldu.

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC), Hindistan’dan çıkan Delta varyantının yeni enfeksiyonların yüzde 70’inden sorumlu olacağını tahmin ediyor. Ve buna, yine Hindistan’da çıkan ve ülke genelinde hızla yayılan daha bulaşıcı bir versiyon olan Delta Plus varyantı eklendi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), nisan ayında B.1.617.2 suşunu koronavirüsün ‘Delta’ varyantı olarak sınıflandırmıştı. Şimdi ise, Delta varyantı, ‘Delta Plus’ (AY.1) varyantı olarak mutasyona uğradı. Raporlara göre, ilk veriler delta plus varyantının monoklonal antikor kokteyl tedavisine karşı direnç belirtileri gösterdiğini gösteriyor.

King’s College London Üniversitesi’nde genetik epidemiyoloji profesörü Tim Spector, Delta varyantının virüsün önceki versiyonlarından farklı semptomlara neden olduğu konusunda uyarmış ve bu varyantın daha fazla mukusa, baş ağrısına veya boğaz ağrısına neden olurken, daha az öksürüğe ve koku veya tat kaybına neden olabileceğini söylemişti.

“DAHA ÖLÜMCÜL DEĞİL”

DSÖ’nün Amerika’daki yan kuruluşu olan Pan Amerikan Sağlık Örgütü’nden (PAHO) uzmanlar, Delta ve Delta Plus varyantlarının gelişimi hakkında özellikle Amerika gibi alarm veren bölgelerde ortaya çıkarabileceği zorluklar konusund soruları yanıtladı.

PAHO Viral Hastalıklar danışmanı Jairo Mendez-Rico, değerlendirmelerinde varyantların daha bulaşıcı hale geldiğinin görüldüğünü ve pek çok bölgede yayılmasının engellenemez olduğunu söyledi.

Bununla birlikte, bu varyantların daha öldürücü olmadığının altını çizen Mendez-Rico, bunun bir oran meselesi olduğunu açıklayarak, “Daha agresif olduğunu veya daha fazla ölüme yol açtığını söyleyecek hiçbir bilimsel kanıt yok. Daha fazla enfekte insan varsa,  bu insanların ciddi şekilde hastalanma ve sonunda ölme riski daha yüksek olur, ancak bu oranın bir etkisi, virüsün bir etkisi değil.” dedi.

Delta varyantının daha fazla genç insanı öldürüp öldürmediğine dair soruyu yanıtlayan Mendez-Rico, “Bu sadece bir algı. Birçok ülkede olduğu gibi en yüksek riske sahip nüfus olan yaşlılar aşılanmaya başladı, ardından virüs ortalıkta dolaşmaya başladı. Ve aslında tedbirlerle rahatlamış olan gençlerde virüs hareket ediyor ve orada çok sayıda enfekte görmeye başlıyoruz. Bunun nedeni virüsün gençleri daha fazla enfekte etmesi değil, diğer popülasyonları daha fazla koruduğumuz için hareket etmesidir” şeklinde konuştu.

DAHA FAZLA BULAŞICI OLABİLİR

Hem Delta hem de Delta Plus varyantı, daha yüksek bulaşıcılık kapasitesine sahip olmaları ile öne çıkıyor. Koronavirüsün bu yeni versiyonunun Alfa varyantından yüzde 40 ila 60 arasında ve orijinal virüsten yüzde 97 daha bulaşıcı olduğu tahmin ediliyor.

Delta Plus varyantı Hindistan’daki tüm alarmları açtı ve ülkenin Sağlık Bakanlığı, yüksek geçirgenliği ile öne çıkan bir varyant olduğu konusunda halkı uyardı.

Delta varyantı aslen Hindistan’dan çıkmıştır, ancak yavaş yavaş Avrupa’da ve dünyadaki farklı ülkelerde en yaygın varyant haline gelmiştir. Bugüne kadar, ülkemiz de dahil olmak üzere yaklaşık 100 ülkede görülmüştür.

Delta Plus varyantı ise henüz çok fazla seyahat edemedi ve ağırlıklı olarak Hindistan’da kalmaya devam ediyor. Ancak bu durumda bile Portekiz, İngiltere, Polonya ve Türkiye’de Delta Plus vakaları teşhis edildi.

DELTA PLUS VARYANTININ AŞILARA ETKİSİ

Delta Plus varyantı ilk kez geçen Nisan ayında Hindistan’da görüldü. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 24 Haziran Perşembe günü, koronavirüsün Delta Plus olarak adlandırılan versiyonunun, Delta varyantına ek bir mutasyona sahip olduğu ve antikorların yeteneği üzerinde bir etkisi olabileceği konusunda uyardı.

DSÖ yetkilisi Soymya Swaminathan, bu ismi almasının nedeninin Beta ve Gama varyantlarında da görülen başka bir mutasyona sahip olması olduğunu ve bunun antikorların virüsü öldürme kabiliyetini potansiyel olarak etkileyebileceğini açıkladı ve “Bu suşun ilaçlara ve aşılara karşı daha dirençli hale gelmesi durumunda daha ölümcül olabileceği endişesi var” diye ekledi.

Tespit edilen Delta Plus vakaları azdır. Swaminathan, “Koronavirüs genetik dizilerinin toplandığı platform, bu varyantın birkaç düzine vakası olduğunu gösteriyor. Ancak koronavirüs olan bir kişi normalde 2 kişiye bulaştırıyorsa, Delta Plus varyantının patojeni 4 ila 8 kişiye bulaştırabileceği ve hızla herkese yayılabileceği görülüyor.” dedi.

DSÖ tarafından acil kullanım için yetki verilen aşıların, özellikle ciddi vakaları, hastaneye yatışları ve ölümleri önleme konusunda, koronavirüsün tüm varyantlarına karşı şu an için etkili olduğunun görüldüğünü belirten Swaminathan, ayrıca hiçbir aşının virüse karşı yüzde yüz etkili olmadığını hatırlatarak, birçok ülkede sağlık durumunun iyileşmesine rağmen önleyici tedbirlerin daha uzun süre sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Hindistan Sağlık Bakanlığı, Delta Plus varyantının üç özelliğini şu şekilde açıklamıştı:

– Artan bulaşıcılık

– Akciğer hücrelerinin reseptörlerine daha güçlü bağlanma yeteneği

– Monoklonal antikor tedavisi başarısında azalma