İBB Soruşturmasında Gazetecilere Gözaltı Dalgalası!

8

İstanbul’da yaşanan son gelişmeler, medya ve hukuk dünyasında büyük yankı uyandırdı. İBB soruşturması kapsamında, sabah erken saatlerde gazetecilere yönelik bir ifade alma operasyonu gerçekleştirildi. Polis ekipleri saat 06.00 itibarıyla gazeteci Şaban Sevinç ve gazeteci, aynı zamanda CHP İletişim Koordinatörü Yavuz Oğhan’ın evlerine gitti. Evlerinde yapılan işlemlerin ardından iki isim de İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şubesi’ne götürülerek ifadeleri alındı. Bu süreçte, Sevinç ve Oğhan’ın telefonlarına da el konulduğu öğrenildi.

Her iki gazeteci hakkında herhangi bir gözaltı kararı bulunmamasına rağmen, kolluk güçleri eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Soruşturma kapsamında başka isimler de ifadeye çağrıldı. Aykırı Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak ve gazeteci Soner Yalçın da İstanbul’da polis tarafından evlerinden alınarak emniyete götürüldü. Ayrıca, gazeteci Ruşen Çakır ve Aslı Aydıntaşbaş’ın da ifadelerinin alınacağı açıklandı; Çakır, X hesabından yaptığı paylaşımda şu an kendisiyle ilgili herhangi bir işlem yapılmadığını duyurdu. Aydıntaşbaş ise o sırada ABD’de bulunuyordu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmaya dair resmi açıklama yayımladı. Açıklamada, İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü soruşturması kapsamında, Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak’ın, “Yalan Bilgiyi Alenen Yayma” ve “Suç Örgütüne Yardım Etme” suçlarından ifadelerinin alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verildiği belirtildi. İfade alma işlemlerinin emniyet müdürlüğünde gerçekleştiği ve sürecin kamuoyuna duyurulduğu aktarıldı.

Bu gelişmeler, Türkiye’de basın özgürlüğü ve gazetecilere yönelik soruşturmaların tartışılmasına yeniden kapı araladı. İstanbul’daki operasyon, özellikle muhalif gazeteciler ve medya mensupları arasında kaygı yaratırken, hukuk çevreleri de sürecin yasal zemini ve gazetecilere yönelik uygulamalarını mercek altına aldı. Gazetecilerin ifadelerinin alınması, soruşturmanın boyutunu ve kapsamını gözler önüne sererken, Türkiye’de medya ve iktidar arasındaki ilişkilerin hassasiyetini de bir kez daha ortaya koydu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan resmi açıklama, sürecin yasal çerçevede yürütüldüğünü vurgulasa da, gözaltı olmaksızın polis eşliğinde ifadeye götürülmeler, gazeteciler ve medya kuruluşları arasında yoğun tartışmalara yol açtı. Sürecin nasıl ilerleyeceği, hem hukuki hem de medya dünyası açısından büyük bir merak konusu.

Exit mobile version