Türk iş dünyasının önde gelen isimlerinden İnan Kıraç hakkında gündeme gelen demans teşhisi ve devamındaki hukuki süreç kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Kızı İpek Kıraç’ın babası için açtığı vasi davası kapsamında, İnan Kıraç Adli Tıp Kurumu’nda sağlık kontrolünden geçirildi. Bu süreçte Kıraç’a yöneltilen sorular ve hazırlanan rapor, mahkeme kararında belirleyici rol oynadı.
DEMANS TEŞHİSİ KONULDU, VASİ TALEBİ GELDİ
İpek Kıraç, babası İnan Kıraç’ın akıl sağlığının yerinde olmadığı gerekçesiyle mahkemeye başvurarak vasi atanmasını talep etti. Bu başvuru üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu devreye girerek İnan Kıraç’ın bilişsel ve mental durumunu değerlendirmek üzere muayene süreci başlattı.
İNAN KIRAÇ’A HANGİ SORULAR SORULDU?
Adli Tıp Kurumu’nda gerçekleştirilen değerlendirmede, İnan Kıraç’a yöneltilen soruların bilişsel yetiler ve günlük yaşam becerilerini ölçmeye yönelik olduğu öğrenildi. Sorular arasında güncel tarih, yer ve zaman bilgisi, basit matematiksel işlemler, kısa süreli hafıza testleri ve soyut düşünme becerilerine yönelik ölçümler yer aldı. Bu testler aracılığıyla, Kıraç’ın karar verme yetisi, muhakeme gücü ve gündelik yaşam fonksiyonları analiz edildi.
RAPOR MAHKEMEYE SUNULDU: MAL VARLIĞINA TEDBİR
Hazırlanan kapsamlı adli rapor, mahkemeye sunularak İnan Kıraç’ın fiil ehliyeti hakkında karar verilmesine zemin hazırladı. Mahkeme, sunulan raporu dikkate alarak Kıraç’a vasi atanmasına hükmetti. Aynı zamanda, İnan Kıraç’ın sahip olduğu mal varlığına da tedbir konulmasına karar verildi. Bu karar, hem iş dünyasında hem de aile çevresinde geniş yankı uyandırdı.
AİLE İÇİ SÜREÇ KAMUOYUNA YANSIDI
İnan Kıraç’ın kızı İpek Kıraç ile yaşadığı bu hukuki süreç, aile içi ilişkileri de yeniden gündeme taşıdı. İnan Kıraç’ın Emine Alangoya ile yaptığı evlilik de sürece dahil edilerek medyada tartışma konusu oldu. Özellikle kamuoyunda tanınan bir ismin kişisel ve sağlık durumuna ilişkin bu denli önemli gelişmelerin yargı kararına konu olması, Türkiye’deki vesayet ve fiil ehliyeti hukukuna dair yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
TOPLUMSAL DUYARLILIK VE HUKUKİ DENGE
Uzmanlar, yaşlılıkta bilişsel gerilemelerin hukuki sonuçlarına dair artan farkındalığın önemine dikkat çekerken, vesayet davalarının birey hakları ile kamu yararı arasında hassas bir denge oluşturması gerektiğini vurguluyor. İnan Kıraç örneği ise, bu dengenin ne denli karmaşık ve çok boyutlu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
