Küresel ısınmanın etkisiyle dünya genelinde kendini giderek hissettiren kuraklık, özellikle Akdeniz Havzası ve Orta Doğu bölgelerinde ciddi krizlere yol açıyor. İran’da ise durum alarm verici boyutlara ulaşmış durumda. Ülke genelinde son beş yıldır gözlemlenen yağış düşüşü, başkent Tahran’ı ciddi bir su krizinin eşiğine getirdi.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ülkenin batısındaki Senendec kentini ziyareti sırasında düzenlenen bir toplantıda, kuraklık ve su kaynaklarının tükenme tehlikesi konusunda uyarılarda bulundu. Pezeşkiyan, “İran şu anda yağışların ve su kaynaklarının yetersizliği gibi doğal krizlerle karşı karşıya. Bu krizler ciddi sonuçlar doğurabilir. Eğer yağmur yağmazsa gelecek aydan itibaren Tahran’da su kısıtlamalarına gitmek zorunda kalacağız. Daha sonra da su tamamen tükenirse Tahran’ı boşaltmak zorunda kalabiliriz” ifadelerini kullandı.
Tahran’daki Su Kaynakları Tehlikede
Başkent Tahran, su ihtiyacını büyük ölçüde beş barajdan sağlıyor: Emir Kebir, Lar, Mamlu, Talikan ve Latyan. Ancak son yıllarda mevsim normallerine göre yaklaşık yüzde 40 daha az yağış alınması, baraj rezervlerini ciddi şekilde azalttı. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında neredeyse hiç yağış düşmemesi, hem yüzey sularında hem de yeraltı su rezervlerinde büyük düşüşe yol açtı.
Tahran Eyaleti Su İdaresi, 20 Temmuz’da yaptığı açıklamada, baraj rezervlerinin son yüz yılın en düşük seviyesine ulaştığını ve şehirde yaz boyunca zaman zaman su kesintilerinin yaşandığını duyurmuştu. Bu durum, hem şehir sakinleri hem de sanayi ve tarım sektörleri için ciddi tehdit oluşturuyor.
Olası Tahliye ve Turizm Etkileri
Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın açıklamaları, olası bir su krizi senaryosunda Tahran’ın tahliyesinin gündeme gelebileceğini işaret ediyor. Bu durumun, İranlıların tatil ve turizm tercihlerinde de etkili olabileceği öngörülüyor. Özellikle Türkiye’nin İran’a açılan kapısı olan Van’da otellerin doluluk oranlarının tarihi seviyelere çıkabileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, bu kriz karşısında acil su tasarrufu, altyapı iyileştirmeleri ve uzun vadeli su yönetimi stratejilerinin önemine dikkat çekiyor. Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha görünür hale geldiği Orta Doğu’da, kuraklık sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda büyük şehirlerin yaşam ve güvenliğini doğrudan etkileyen bir kriz haline gelmiş durumda.
