Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında “Medyada Kadına Yönelik Şiddet ve İzleyici Farkındalığı: Yerli Diziler Üzerine İnceleme” başlıklı kapsamlı bir araştırma gerçekleştirdi. Bu araştırma, şiddet içeriklerinin medya aracılığıyla normalleştirilmesi ve toplumsal etkilerini mercek altına alarak, KADEM’in başlattığı “Şiddete Seyirci Kalma” kampanyasının temelini oluşturdu. Araştırma sonuçları, Sepetçiler Kasrı’nda yapılan tanıtım toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı.
Şiddet İçeren Dizilerde Kadına Yönelik Şiddet: Aile İçindeki Şiddet En Yaygın OlanıKADEM’in gerçekleştirdiği araştırma, geçtiğimiz yıl Türkiye’de en çok izlenen 14 yerli diziyi, kadına yönelik şiddet bağlamında inceledi. Araştırmaya göre, televizyon dizilerinde ve dijital platformlarda yayınlanan 14 dizide toplamda 3013 kadına yönelik şiddet sahnesi tespit edildi. Araştırmada, kadına yönelik şiddet sahnelerinin çoğunluğunun psikolojik şiddet olduğu belirlendi. Yüzde 51’lik bir oranla psikolojik şiddet, dizilerde en yaygın görülen şiddet türü olurken, sözlü şiddet %24, çok boyutlu şiddet %11, fiziksel şiddet %8, cinsel şiddet %4 ve siber şiddet %1 oranında yer aldı.KADEM, dizilerdeki şiddet türlerinin farklı boyutlarda yayıldığını ve bu durumun toplumsal algıyı olumsuz etkilediğini vurguluyor. Araştırmada, dizilerdeki şiddetin aile içi şiddetle bağlantılı olduğu ve aile içi şiddetin, kadına yönelik şiddet sahnelerinin %51’ini oluşturduğu tespit edildi. Ayrıca, sosyal grup ve topluluk şiddeti %12, iş hayatında şiddet %12, flört şiddeti ise %10 oranında yer aldı. Bu bulgular, şiddetin diziler aracılığıyla pekiştirildiğini ve farklı şiddet türlerinin izleyiciye aktarılmasının toplumsal algıyı etkilediğini gösteriyor.
Şiddet Medyada Normalleştiriliyor: Toplumun Ortak SorumluluğuKADEM Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, medya içeriklerinin toplumsal algıyı şekillendirmede büyük bir rolü olduğunu belirtti. Gümrükçüoğlu, televizyon dizilerinin, kadının toplumsal rolünü ve ailedeki yerini belirlemede önemli bir etkiye sahip olduğunu söyledi. Ancak ne yazık ki, dizilerde kadına yönelik şiddet sıklıkla romantize edilmekte ve estetikleştirilerek izleyiciye sunulmaktadır. Bu durum, şiddeti normalleştirmekte ve şiddet içeren sahnelerin evlerimize sızmasına neden olmaktadır.Gümrükçüoğlu, dizilerdeki şiddet içeriklerinin özellikle çocuklar ve gençler üzerinde kalıcı olumsuz etkiler yarattığını vurguladı. Çocukların kişilik gelişimi ve sosyalleşme aşamasındaki bireyler olduklarını hatırlatan Gümrükçüoğlu, şiddet içeren içeriklerin toplumsal zararlarını engellemenin herkesin sorumluluğu olduğunu ifade etti. Ayrıca, şiddete karşı duyarlı bir toplum yaratmanın yalnızca kadın derneklerinin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunu söyledi.
Şiddete Karşı Duyarlı Olmalıyız: KADEM’in KampanyasıKADEM, her yıl 25 Kasım’da kadına yönelik şiddetle mücadeleye dikkat çekmek amacıyla farklı kampanyalar düzenlemektedir. Bu yılki kampanya ise medyada yer alan şiddet içeriklerine karşı toplumsal duyarlılığı artırmaya odaklanıyor. “Şiddete Seyirci Kalma” adlı kampanya, şiddetin toplumda yayılmasını engellemek amacıyla geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor. KADEM Mütevelli Heyet Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, kampanyanın ayrıntılarını paylaştığı basın toplantısında şiddetin bulaşıcı olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını belirtti. Bayraktar, şiddet içeren sahnelerin, izleyicilerin zihninde normalleşmesine yol açtığını ve bu durumun toplumda kalıcı zararlara yol açtığını söyledi.Bayraktar, bu yılki kampanyalarının akademik bir araştırmaya dayandığını belirterek, şiddet içermeyen dizilerin de ilgi çekebileceğini ve başarılı olabileceğini ifade etti. “Şiddet, izlenmek için başvurulacak bir unsur olmamalıdır. Reyting için şiddet içeren sahnelere başvurmak, dizilerin niteliklerini sorgulatmaktadır,” dedi.
Türkiye Genelinde Yayılacak: Şiddetle Mücadele İçin Toplumsal Farkındalık“Şiddete Seyirci Kalma” kampanyası, sadece televizyonlarda yayınlanacak kamu spotları ile sınırlı kalmayacak. KADEM, Türkiye genelindeki 55 temsilciliği ve Genç KADEM gönüllüleri aracılığıyla kampanyayı saha çalışmalarına taşıyacak. Ayrıca, kampanyanın mesajı dijital ekranlar, meydanlar ve billboardlarda geniş kitlelere ulaştırılacak.KADEM’in geçmiş yıllarda gerçekleştirdiği kampanyalar, kadına yönelik şiddetin çeşitli boyutlarıyla mücadeleye dikkat çekmiştir. Örneğin, geçtiğimiz yıl “6284 Sayılı Kanunla Şiddetsiz Toplum Güvenli Gelecek” kampanyasıyla şiddetsiz bir toplum için yasal haklar hatırlatılmıştı. Bunun yanı sıra, “Şiddete Göz Yumma”, “Sen Varsan Şiddete Yer Yok” gibi kampanyalarla da toplumsal farkındalık artırılmaya çalışılmıştır.
Sonuç Olarak, Toplumun Ortak SorumluluğuKADEM, 25 Kasım’da başlattığı bu anlamlı kampanya ile şiddetin her türüne karşı toplumsal duyarlılığı artırmayı ve şiddetsiz bir toplum yaratmayı hedefliyor. Medyada yer alan şiddet içeriklerinin normalleşmesine karşı duyarlı olmak, şiddetin yayılmasını engellemek için toplumsal bir sorumluluktur. KADEM, bu kampanya ile tüm Türkiye’yi şiddete karşı duyarlı olmaya çağırıyor ve şiddetle mücadele için toplumun her kesiminin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurguluyor.
Kaynak:https://www.ensonhaber.com/