İzmir Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Levent Üzümcü, Ayşe Barım davasına dikkat çekerek, televizyonlarda artık en basit sosyal meselelerin bile anlatılamadığını söyledi. Üzümcü, sansür ve otosansürün tiyatro ve sanata zarar verdiğini vurguladı: “Mücadele etmeden tiyatro da hayat da olmaz.”
Birgün Gazetesi’ne konuşan Üzümcü, suskunluğun bugünün değil yıllardır süren bir mesele olduğunu belirterek, “Zamanında hep birlikte yükü omuzlayıp birkaç kişiyi yalnız bırakmasaydık, bugün burada olmazdık” dedi. Üzümcü, dizilerin senaristlerinin gözaltına alınabildiği günümüzde tiyatroda özgür sözün önemine dikkat çekti.
İzmir Şehir Tiyatroları’nda repertuvarı genişlettiklerini ve oyun sayısını artırdıklarını söyleyen Üzümcü, Arthur Miller’ın Cadı Kazanı gibi hem tarihî hem de güncel meseleleri anlatan oyunları sahnelediklerini belirtti. Tiyatro biletlerini bir sigara paketi fiyatına tutarak halkın erişimini kolaylaştırdıklarını vurguladı: “Tiyatro hepimizin, temel bir ihtiyaçtır.”
Sansür ve otosansürün yaratıcılığı düşürdüğünü ifade eden Üzümcü, İngiltere’de uygulanan taciz farkındalığı sistemini de İzmir Şehir Tiyatroları’nda hayata geçirdiklerini açıkladı. Her prova öncesi “ne tacizdir, ne değildir” metninin okunacağını, ödenekli tiyatrolarda psikolog bulundurulacağını ve reşit olmayanlarla çalışıldığında rehberlik uzmanı şartı getirileceğini belirtti.
Üzümcü ayrıca, yalanın bedeli olması gerektiğini ve halka taammüden yalan söylemenin anayasal suç sayılması gerektiğini söyledi.