Dünyaca ünlü et restoran zincirinin sahibi Nusret Gökçe hakkında eski çalışanlarının ortaya attığı iddialar gündeme bomba gibi düştü. “Salt Bae” hareketiyle küresel bir fenomen haline gelen Gökçe’nin restoranlarında çalışan personeller, ağır çalışma koşulları ve etik dışı uygulamalarla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Eski çalışanların anlattıkları, markanın perde arkasında oldukça farklı bir tablo olduğunu gösteriyor. İddialara göre, restoranlar “lüks bir mekan” olmaktan çok, çalışanlar için adeta “bir cezaevi” gibi yönetiliyor.
ÇALIŞANLARDAN ÇARPI CÜMLELER
Bir kadın çalışan, “Su içtiğim için azarlandım, tuvalete gittiğim için ceza aldım” diyerek ortamın baskıcı yapısını anlattı.
Başka bir personel, “Kadın çalışanlardan ayak masajı istendi. Bazı yöneticiler çalışanlara saygısız davranıyordu” ifadelerini kullandı.
Bahşişlerin adil şekilde dağıtılmadığı, uzun mesai saatlerine rağmen ücretlerin zamanında ödenmediği ve personelin sürekli stres altında çalıştığı da iddialar arasında yer aldı.
Eski personeller ayrıca, sosyal medyada yansıtılan “görkemli ve lüks imajın” gerçeği yansıtmadığını, mutfak arkasında ağır iş yükü ve baskı olduğunu öne sürdü.
MARKA VE İTİBAR SORGULANIYOR
Nusret Gökçe, Dubai, Miami, Londra ve New York gibi dünya şehirlerinde açtığı restoranlarla küresel bir marka haline gelmişti. Ancak eski çalışanlara göre,
Bazı yurt dışı şubeler maddi sıkıntılar nedeniyle zarar etmeye başladı.
Gökçe’nin “lüks” anlayışı giderek çalışanlar üzerindeki baskıyı artırdı.
Sosyal medyada gösterilen şatafatlı hayatın ardında, iş gücüne dayalı bir sistemin olduğu öne sürüldü.
Özellikle Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ile çekilen tartışmalı fotoğraf sonrası, markanın uluslararası prestijinin zedelenmeye başladığı da hatırlatıldı.
RESTORAN DEĞİL CEZAEVİ BENZETMESİ
Çalışanların en dikkat çekici tanımlaması “Restoran değil, cezaevi gibiydi” oldu.
İddialara göre, mola hakkı neredeyse hiç tanınmıyor, çalışanlara sürekli emir yağdırılıyor ve her davranış kameralarla takip ediliyordu. Uzun süreli ayakta çalışma, baskı, düşük ücret ve mobbing benzeri davranışların yaygın olduğu ileri sürüldü.
MARKA GELECEĞİ VE TOPLUMSAL ETKİLER
Bu iddialar, hem Nusret Gökçe’nin kişisel imajını hem de markasının itibarını sarsabilecek nitelikte.
Uzmanlara göre, bu tür ifşalar restoran sektöründe “etik işletme” tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor. İş yerinde çalışan haklarının korunması, kurum içi denetimlerin artırılması ve şeffaf yönetim anlayışının benimsenmesi artık kaçınılmaz hale geliyor.
Nusret Gökçe cephesinden konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmazken, çalışanların iddiaları sosyal medyada geniş yankı buldu.