Allah’a ve emirlerine tam bir teslimiyetle boyun eğme ve mazluma umut olma şuuru, kurban ibadetinin temelini oluşturur. Sadece kurban kesip etini yemek, dolaplarımızı etle doldurmak değil, olmayanlarla paylaşmak, bu ibadetin asıl temâsıdır… “Kurban Kesmezsem çevrem ne der?”, “Keselim de buzluk dolsun!” gibi dünyevi duygulardan arınmış bi niyet, mümin için şarttır. Kurban kesen müslümana her şeyden önce takva gerekir…
Kurban; hacda arınmış bir mü’minin kestiği kurbanla ibadetini tamamayışıdır.
Allah (c.c) bunu bize bir ayetle tamamen özetlemiştir. “Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a ulaşan ancak takvanızdır.” (hac-37)
Günümüzde sevgi, dostluk ve paylaşmanın önemini daha iyi bir şekilde anlayabildiğimiz bayramlarda aileler arası bağlar kuvvetlenir.
Diğer bayramlara nazaran paylaşma ve cömertliğin hat safhada olduğu kurban kesimi ile et paylaşımı yapılmaktadır.
Maddi durumu iyi olmayan komşulara, arkadaşlara, tanıdıklara ya da hiç tanınmasa dahi yardıma muhtaç olduğu bilinen yurt dışındaki Müslüman kardeşlerimize göndereceğimiz yardımlarla Allah (c.c)’un rızasının kazanılması ümit edilebilir.
KURBAN KELİMESİNİN ANLAMI NEDİR?
Arapça’da gerek maddî gerekse mânevî her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak bir anlam yelpazesine sahip olan kurbân kelimesi dinî terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Kurban ibadeti, hemen bütün dinlerin ana temalarından birini teşkil eder.
KURBAN İLE ALAKALI AYET VE HADİSLER
Âişe (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce, Edahî: 3)
“Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim.’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.’ dedi…” (Mâide suresi 5/27)
Enes b. Mâlik (r.a.)’ten rivayet edildiğine göre: “Resulullah (s.a.v.) boynuzlu, alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” (Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edahî: 3)
“De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (En’ âm suresi 6/162)
Berâ b. Âzib (r.a.)’dan merfu olarak rivayet edilen hadisinde Resulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan, zayıf ve cılız hayvan kurban edilmez.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
“Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlahınız, bir tek İlah’tır. Öyle ise, O’na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazı insanları müjdele!” (Hac suresi 22/34)
“Resulullah (s.a.v.), Ramazan Bayramı namazına bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurban Bayramı’nda ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi.”(Büreyde, Kütüb’ü-Sitte: Hadis no: 3048)
“Biz, büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu hâlde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah’ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen/gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.” (Hac suresi 22/36)
“Kendilerine ait birtakım yararlara tanık olsunlar. Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de doyurun”. (Hac suresi 22/28)
“Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.” (Kevser suresi 108/2)
“Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.” (Sâffât suresi 37/107)
Resululah (s.a.v.) buyurdular ki: “Allah indinde günlerin en büyüğü Kurban Bayramı günüdür. Bunu, fazilette nefr günü (teşrik günlerinin ikinci günü) takip eder.”
“Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.” (Bakara suresi 2/196)