Rusya-Ukrayna Savaşı, üç yılı aşkın süredir Avrupa ve dünya gündeminin merkezinde yer alıyor. Savaş, sadece Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için değil, aynı zamanda küresel güç dengeleri ve Avrupa güvenliği açısından da kritik öneme sahip. Bu çerçevede, ABD ve Rusya arasında geliştirildiği öne sürülen gizli bir taslak plan, uluslararası kamuoyunu yeniden hareketlendirdi. İngiltere merkezli The Guardian gazetesi, söz konusu planın ABD ve Rus yetkililerince sessizce hazırlandığını ve nihayete erdirildiğini yazdı.
Planın Temel Maddeleri ve Ukrayna’ya Getireceği Yükümlülükler
Sızdırılan taslak planın ayrıntıları, Ukrayna’nın başkenti Kiev için oldukça ağır koşullar içeriyor. Plana göre, Ukrayna:
Moskova’nın talep ettiği bazı toprakları teslim edecek,
Askeri gücünü ciddi şekilde sınırlandıracak,
Doğu bölgelerinden çekilecek ve mevcut silah kapasitesini sınırlandıracak,
ABD tarafından sağlanan askeri yardımların ve kullanılan silah türlerinin kapsamı kısıtlanacak.
Financial Times ve Reuters’in haberlerine göre, bu adımlar Ukrayna’nın askeri ve siyasi egemenliğini büyük ölçüde kısıtlayacak. Planın Trump yönetimi tarafından tamamen desteklenip desteklenmediği henüz net değil, ancak Trump temsilcisi Steve Witkoff ve Kremlin danışmanı Kirill Dmitriev planın hazırlanmasında aktif rol aldı.
Plana dair ilk bilgiler, Axios tarafından “28 maddelik taslak plan” olarak gündeme taşınmıştı. Planın Trump yönetiminin Gazze’deki çatışmaları sona erdirmek için geliştirdiği önerilerden esinlendiği belirtiliyor. Analistler, planın Kiev’de “teslimiyet” olarak algılanabileceğini vurguluyor.
ABD ve Rusya Arasında Arka Kanal Görüşmeleri
Haberlere göre, Moskova ve Washington arasında resmi olmayan bir arka kanal kuruldu. Bu kanal, planın geliştirilmesi ve Rusya’nın taleplerinin ABD aracılığıyla Ukrayna’ya iletilmesinde kritik rol oynadı. Diplomatik kaynaklar, bu tür arka kanal görüşmelerinin geçmişte de benzer durumlarda kullanıldığını ve resmi müzakerelere göre daha hızlı karar alınmasını sağladığını belirtiyor.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, plana dair açıklamasında, kalıcı bir barış için “her iki tarafın da zor ama gerekli tavizler konusunda anlaşması gerektiğini” ifade etti. Rubio, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, planın geliştirilmesinde hem Rusya hem de Ukrayna’dan gelen girdilerin dikkate alındığını ve olası fikirler listesinin hâlen güncellendiğini yazdı.
Ukrayna’nın Tepkisi ve Diplomatik Hamleleri
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, planın benzer koşullarda daha önce de önerildiğini ve başarısız olduğunu hatırlattı. Zelenski, planın Ukrayna’nın egemenliğini ve askeri kapasitesini ciddi şekilde sınırlandıracağını vurguladı.
Diplomatik çerçevede Zelenski, Çarşamba günü Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Görüşmede, Kiev’in müttefiklerinden daha fazla hava savunma sistemi ve silah talebinde bulundu. Zelenski ayrıca, Rusya’ya yönelik uluslararası baskının artırılması önerisinde bulundu. Perşembe günü ise üst düzey ABD askeri yetkililerle yapılacak toplantının, Rusya-Ukrayna müzakerelerinin yeniden başlamasında belirleyici olacağı belirtiliyor.
Rusya’nın Saldırıları ve Enerji Krizi
Taslak planın sızdırılması, Rusya’nın Batı Ukrayna’ya yönelik saldırılarının yoğunlaşmasıyla aynı döneme denk geldi. Özellikle Ternopil, İvano-Frankivsk ve Lviv şehirlerindeki enerji altyapıları hedef alındı. Rusya, kış öncesinde Ukrayna’nın sivil enerji altyapısını çökertmeye yönelik sistematik bir saldırı yürütüyor. Uzmanlar, bu saldırıların Ukrayna’nın günlük yaşamını ve ekonomisini ciddi biçimde etkileyeceğini belirtiyor.
Uluslararası Yansımalar ve Gelecek Senaryoları
Sızdırılan taslak, hem diplomatik hem de askeri alanda uluslararası tepkilere yol açtı. Analistler, planın uygulanması durumunda Ukrayna’nın siyasi ve askeri egemenliğinde ciddi sınırlamalar oluşacağını öngörüyor. Avrupa ülkeleri ve ABD, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ile Rusya’nın talepleri arasında bir denge kurulmasını sağlamak için çeşitli senaryolar üzerinde çalışıyor.
Planın sızdırılması, aynı zamanda NATO ve Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya destek stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu. Ukrayna’nın askeri kapasitesini azaltan ve bazı bölgeleri Rusya’ya bırakmayı öngören maddeler, Batı ülkeleri için de diplomatik bir tartışma konusu.
Uzman Analizleri
Uzmanlar, planın uygulanması halinde Ukrayna’da yeni bir siyasi ve coğrafi yapılanmanın söz konusu olabileceğine dikkat çekiyor. Aynı zamanda, ABD ve Rusya’nın arka kanallardan yürüttüğü görüşmelerin, resmi müzakerelere göre daha hızlı karar alınmasını sağlasa da, planın Kiev ve Avrupa’da ciddi siyasi gerilime yol açacağı belirtiliyor.
Diplomatik gözlemciler, Ukrayna’nın egemenliğini korumak için hem askeri hem de diplomatik yollarla alternatif stratejiler geliştirmesi gerektiğini vurguluyor. Rusya-Ukrayna müzakerelerinin, uluslararası güç dengeleri ve enerji güvenliği açısından kritik rol oynayacağı öngörülüyor.

