İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün “Ben Yeşil’im” dediğini iddia eden bir kişi tarafından aranmasıyla ilgili re’sen soruşturma başlattı. Haberde, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım olduğu öne sürülen kişinin Suriye’de bir evde bulunduğu iddia edilmişti, ancak İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, söz konusu aramanın Türkiye’de yarı açık bir cezaevinden yapıldığını ve arayan kişinin C. A. adlı hükümlü olduğunu duyurdu. Bakanlığın açıklamasına göre, aramalar 9 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirilmiş, ilk arama 1 dakika 59 saniye, ikinci arama 15 dakika, üçüncü arama ise 13 dakika 34 saniye sürmüştü.
Yapılan incelemelerde, aramayı gerçekleştiren C. A.’nın geçmişte “adam öldürme, kasten yaralama ve mala zarar verme” suçlarından kaydı bulunduğu tespit edildi. Soruşturma kapsamında Öztürk’ün ifadesi de Ankara’dan talimatla alındı. TGRT Haber’e konuşan AK Partili Şamil Tayyar, soruşturmanın re’sen başlatıldığını ve Öztürk ile cezaevindeki şahsın ifadelerinin alındığını doğruladı.
Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, “Yeşil” olduğunu iddia eden kişinin aslında bir “sahte Yeşil” olduğunu ve ifadesinde, “Gözlerimi bağlayıp bir yere götürdüler. Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan ve Saygı Öztürk beni sorguladılar” dediğini aktardı. Selvi, şahsın yarı açık cezaevindeki yaşlı bir meczup olduğunu belirterek, olayın gazetecilik açısından da önemli dersler içerdiğini vurguladı.
Öztürk ve Çölaşan ise iddiaları reddederek söz konusu görüşmeyi “gülünç” bulduklarını ifade etti. Dosya kapsamında, hem Öztürk’ün hem de cezaevindeki kişinin ifadeleri alındı ve soruşturma derinleştirildi. Bu süreçte, gazetecilerin ve kamuoyunun yakından takip ettiği olayın hukuki boyutu ve arka planı netleşmeye çalışılıyor.
İçişleri Bakanlığı ve savcılık yetkilileri, soruşturmanın devam ettiğini ve olayla ilgili yeni bulguların dosyaya ekleneceğini açıkladı. Soruşturma, “Yeşil” kod adlı geçmişte faili meçhul cinayetlerle anılan isimle ilgili iddiaların hâlâ ciddi bir gündem maddesi olduğunu ve medyada geniş yankı uyandırdığını gösteriyor. Olay, gazetecilik, hukuki süreç ve güvenlik boyutlarıyla Türkiye gündeminin takip edilen önemli meselelerinden biri olmaya devam ediyor.

