Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliyesiyle ilgili süreçte yeni bir gelişme yaşandı. Avukatı Mahsuni Karaman, karara herhangi bir itiraz gelmediği takdirde 8 Ekim 2025 tarihinde tahliye kararının çıkacağını iddia etti. Konuya ilişkin açıklamalar, hem siyasi hem de hukuk çevrelerinde geniş yankı uyandırdı.
AİHM Kararı ve Tahliye Süreci
Demirtaş’ın avukatı Karaman, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) daha önce verdiği “hak ihlali” kararına dikkat çekti. Karaman, OdaTV’ye yaptığı açıklamada, kararın uygulanması durumunda 8 Ekim’in kritik bir tarih olduğunu söyledi. Avukata göre, karara itiraz edilmezse Demirtaş’ın tahliyesi gerçekleşecek.
24 Eylül 2025 tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne yapılan istinaf başvurusu, Demirtaş’ın tahliye talebini içeriyor. Başvuruda, AİHM’in daha önce verdiği ihlal ve tahliye kararları da dikkate alınarak, Demirtaş’ın serbest bırakılması talep edildi. Bu hamle, tahliye sürecinde kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Siyasi Boyut ve Tartışmalar
Tahliye süreci, siyasi çevrelerde de büyük yankı uyandırdı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından gündeme getirilen açılım tartışmaları, Meclis ayağında devam ediyor. Bu kapsamda, bazı kesimlerce “terörist afları” olarak nitelendirilen girişimler, özellikle Kobani davası ve Öcalan’a yönelik taleplerle birlikte büyük tartışmalara yol açtı.
MHP’nin hukukçusu Feti Yıldız, AİHM kararlarının Anayasa’yı bağlayıcı nitelikte olduğunu hatırlatarak, tahliye süreciyle ilgili şunları söylemişti:
“Anayasa’nın 90. maddesi orada dururken, elbette bazı şeyler yapmak gerekir.”
Yıldız’ın bu açıklaması, MHP’nin tahliye sürecine yeşil ışık yakmış olabileceği şeklinde yorumlandı.
Tahliye Kararı ve Beklentiler
Selahattin Demirtaş’ın avukatları, AİHM kararlarının uygulanması durumunda 8 Ekim’de tahliye kararının çıkacağını iddia ediyor. Tahliye süreci, hem hukuk camiasında hem de siyasi arenada yakından takip ediliyor. Kararın uygulanması durumunda, Türkiye siyasetinde ve HDP cephesinde önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçecek.
Tahliye süreci önümüzdeki günlerde hem istinaf başvurularının değerlendirilmesi hem de siyasi tepkiler açısından kritik bir önem taşıyor. Hukukçular, AİHM kararlarının uygulanmasının Türkiye’deki yargı ve siyasi dengeler üzerinde etkili olacağını belirtiyor.