Balıkesir’in Sındırgı ilçesi son haftalarda yaşadığı art arda depremlerle yeniden gündemde. Bölgede meydana gelen sarsıntılar, hem yerel halkta tedirginlik yarattı hem de uzmanların dikkatini çekti. Deprem uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sındırgı ve çevresindeki hareketliliğin sıradan bir artçı dizisi olmadığını belirterek, “6.0 büyüklüğünde yeni bir deprem olabilir” uyarısında bulundu.
“Depremler Güney Yönüne Kaymaya Başladı”
3 Kasım 2025’te saat 15.35’te Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde 4.9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. Sarsıntı, başta Balıkesir merkezi olmak üzere Manisa, Kütahya ve İzmir’in bazı bölgelerinde de hissedilmişti.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bu depremin ardından yaşanan sarsıntıların yer değiştirdiğine dikkat çekti. Üşümezsoy, “Normalde büyük bir depremin ardından artçılar aynı merkez civarında yoğunlaşır. Ancak bu kez farklı bir durumla karşı karşıyayız. Sındırgı merkezli artçı dizisinin devam etmesini beklerdik ama sarsıntılar farklı yönlere kayıyor. Bu, klasik artçı davranışına uymuyor. Bu nedenle bölgede yeni bir kırılma ve yeni bir ana deprem olasılığı gündeme geliyor.” ifadelerini kullandı.
“6.0 Büyüklüğünde Yeni Bir Deprem Olası”
A Haber canlı yayınına katılarak harita üzerinden bölgedeki fay hatlarını değerlendiren Üşümezsoy, Simav Dağı ve çevresinin tektonik yapısına dikkat çekti. Üşümezsoy, “Simav Dağı’nın bu kadar yüksek olmasının sebebi, dağın yukarı doğru yükselmesi ve ön kısmının çökmesidir. Depremler bu fay basamakları boyunca diziliyor. Bu hat boyunca bir kümelenme görüyoruz. Bu durum, burada da 6.0 büyüklüğünde bir deprem olasılığını gündeme getiriyor.” dedi.
Üşümezsoy, son depremlerin güney yönüne doğru sıralandığını belirterek bu hareketliliğin tesadüf olmadığını ifade etti: “Güneyde görülen bu depremler artık artçı değil. Bu dizilim, bölgede yeni bir fay segmentinin devreye girdiğini ve yeni bir kırılmanın hazırlık aşamasında olabileceğini düşündürüyor.”
Sındırgı ve Çevresi Aktif Fay Hatları Üzerinde
Sındırgı, Batı Anadolu’daki Simav Fay Zonu ve Bigadiç Fayı arasında kalan aktif bir bölgede yer alıyor. Bu alan, tarih boyunca birçok orta şiddette depreme sahne oldu. Uzmanlara göre, bölge yer kabuğunun sürekli olarak gerilme hareketi yaşadığı bir zonda bulunuyor.
Üşümezsoy’a göre bu durum, hem Simav Dağı’nın yükselmesine hem de ön kısmın çökmesine neden oluyor. Yani bölgedeki depremler yalnızca sarsıntı yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda yer şekillerini de değiştiriyor.
“Artçı Deyip Geçmeyin” Uyarısı
Prof. Dr. Üşümezsoy, vatandaşlara “artçı sarsıntı” ifadesine fazla güvenilmemesi gerektiğini belirterek uyarılarda bulundu:
“Bazı depremler göründüğü kadar basit değildir. Artçı gibi görünen sarsıntılar bazen yeni bir kırılmanın habercisi olabilir. Sındırgı’daki hareketlilik farklı yönlere kayıyor ve bu da bize sistemde yeni bir enerji birikimi olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bölgede 6.0 civarında bir depremin meydana gelmesi olasılık dahilinde.”
Vatandaşlara Uyarı: Önlemleri Gözden Geçirin
Üşümezsoy, yerel yönetimlere ve halka da önlem çağrısı yaptı. “Sındırgı ve çevresindeki yerleşimlerin deprem risk haritaları güncellenmeli, özellikle kırsal bölgelerdeki yapı stokları gözden geçirilmeli. Her ne kadar bu tür açıklamalar paniğe yol açmamalıysa da, bilinçli hazırlık hayat kurtarır.” ifadelerini kullandı.
Deprem Kümelenmesi Dikkat Çekiyor
Uzmanlar, bölgede son haftalarda meydana gelen 4’ün üzerindeki depremlerin aynı hat üzerinde kümelendiğine dikkat çekiyor. Bu durum, fay zonunun aktif olarak çalıştığını ve stres birikiminin devam ettiğini gösteriyor.
Jeologlar, özellikle Sındırgı, Bigadiç, Simav ve Demirci hattında enerji birikimi yaşandığını, bu nedenle orta büyüklükte yeni sarsıntıların olabileceğini ifade ediyor.
Sonuç: Yeni Bir Kırılma Kapıda Olabilir
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un açıklamalarına göre, Sındırgı’daki mevcut hareketlilik, bölgedeki fayların birbirini tetikleme ihtimalini artırıyor. Güney yönünde ilerleyen bu depremler, yeni bir fay segmentinde 6.0 büyüklüğünde bir kırılma yaşanabileceğine işaret ediyor.
Uzman, bu tür hareketliliklerin yakından izlenmesi gerektiğini vurgularken, “Artçı diye geçiştirilen her deprem, bazen yeni bir depremin habercisidir.” sözleriyle dikkat çekti.
