İstanbul’da gerçekleşen jandarma operasyonu, Habertürk TV ve ünlü sunucu Ela Rümeysa Cebeci’yi doğrudan ilgilendiren ciddi bir skandolu olayı ortaya çıkardı. Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde, Cebeci’nin telefonunda yasaklı madde THC (Tetrahidrokannabinol) kullanırken kendisini videoya kaydettiği ve bu görüntüleri ünlü komedyen Cem Yılmaz’a gönderdiği belirlendi. Bu durum, soruşturmayı daha da derinleştirirken, medya dünyasında geniş yankı uyandırdı ve kamuoyunda ciddi tartışmalara neden oldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, 5 Aralık’ta Ela Rümeysa Cebeci, Meltem Acet ve Hande Sarıoğlu gözaltına alınmıştı. Bu kişiler, yasaklı madde kullanımına ilişkin test için Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmişti. Soruşturma, 9 Aralık’ta genişletildi ve Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy ile birlikte toplam 8 kişi daha gözaltına alındı. Operasyonun ardından Ersoy ve üç kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yönetimindeki Habertürk’te ise Ela Rümeysa Cebeci’nin işine son verildi. Bu karar, televizyon dünyasında büyük yankı uyandırdı ve işten çıkarılan sunucunun durumu medya gündeminin merkezine oturdu. Olayın ardından, Habertürk TV çalışanları ve yönetimi üzerindeki baskı arttı, medya sektöründe çalışanların sorumlulukları ve yasal yükümlülükleri yeniden tartışılmaya başlandı.
Olayın detayları, sadece Habertürk TV ile sınırlı kalmayıp, Türkiye’de genç sunucuların ve ünlü isimlerin sosyal medya ve dijital platformlar üzerinden paylaştığı içeriklerin kontrolü, denetimi ve sorumluluğu konusunda da kamuoyunda endişe yarattı. Yasaklı maddelerin kullanımına yönelik soruşturmanın daha fazla genişleyebileceği ve yeni delillerin ortaya çıkabileceği belirtiliyor.
Uzmanlar, medyada yaşanan bu tür skandalların genç izleyici üzerinde olumsuz etkiler bırakabileceğine dikkat çekiyor. Sosyal medya ve televizyon platformlarında ünlülerin davranışlarının örnek alındığını belirten uzmanlar, medya şirketlerinin daha sıkı denetim mekanizmaları geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.
Öte yandan, Cem Yılmaz’a gönderilen videonun içeriği ve olaya dahil olan diğer kişilerin durumu soruşturma sürecinde önemli bir detay olarak değerlendiriliyor. Yetkililer, soruşturmanın şeffaf ve titiz bir şekilde yürütüleceğini belirtirken, suç unsuru tespit edilenlerin adli süreçle karşı karşıya kalacağı ifade ediliyor.
Bu gelişmeler, medya sektörü ve kamuoyu için ciddi bir uyarı niteliği taşıyor. Habertürk TV’deki yönetim ve çalışanların, benzer durumların tekrar yaşanmaması için önlemler alması ve yasa dışı içeriklerin paylaşımını engelleyecek sistemler geliştirmesi gerektiği öne çıkıyor. Soruşturmanın ilerleyen günlerde yeni detaylarla genişlemesi ve Türkiye’de medya dünyasındaki skandalların kamuoyu tarafından yakından takip edilmesi bekleniyor.

