Yüzmek için dalgalı ve akıntılı denizler ile nehirlerin tercih edilmesi, olası boğulma vakalarını beraberinde getiriyor.
Başta çocuklar olmak üzere yüzme bilmeyenlerin kendilerini sulara bırakması boğulma olaylarını artırıyor.
Eski milli yüzücü Hasan Emre Musluoğlu, Boğaziçi Kıtalararası Yüzme Yarışlarında 5 kez birinci olduğunu dile getirerek, yetişkinlerin yüzme seviyesi ne kadar iyi olursa olsun hiçbir zaman akıntıların etkili olduğu denize açılmamaları gerektiğini söyledi.
“KIYIYA YAKIN YÜZMEKTE FAYDA VAR”
Yüzerken herhangi bir rahatsızlık geçirildiğinde “paniğe kapılmadan sakinliği korumak” gerektiğine işaret eden Musluoğlu, “Boğazda dibe ve ortalara çeken akıntılar var. Bundan kaçmanız pek mümkün olmuyor. Bu çok daha tehlikeli bir durum arz ediyor. Boğazda, Kilyos’ta, Şile’de yüzerken akıntılara karşı kıyıya paralel yüzmemiz gerekiyor. Sizi açığa çeken akıntılar oluyor ancak kıyıya paralel yüzerek bu tür durumlardan kurtulabilirsiniz. Mümkün olduğunca kıyıya yakın yüzmekte her zaman fayda var.” dedi.
BEN AÇILMIYORKEN NORMAL VATANDAŞ NİYE AÇILSIN SORUSU
Musluoğlu, “4 yaşımdan beri yüzüyorum. Eski milli sporcuyum, Türkiye şampiyonluklarım var. Çok sayıda birinciliklerim var. Boğaz yarışmalarında akıntıları bilmeme rağmen yarış olmadığı zaman denize açılmıyorum. Yüzme seviyem gerçekten iyi, kendime güvenim de tam ama ben şimdi açılmıyorken normal vatandaş niye açılsın? Ne kadar tecrübeli olursa olsun boğazın şakası olmuyor. Boğazda yüzmeyi tavsiye etmiyorum. İnsanlar giriyorlarsa da bu çok güvenli olmayabilir. O yüzden boğazda yüzmenin tehlikeli olduğunu söylüyorum.” diye konuştu.
“AKINTIYA DİRENMEK YANLIŞ”
Yüzme eğitmeni Ata Türk ise denize girilen bölgelerde ve havuzlarda mutlaka can kurtaran olması gerektiğine işaret ederek, “Bunun dışında durgun sular, akarsular, dereler gibi alanlar da kullanılıyor. Durgun sularda da çok büyük tehlikeler var. Durgun sularda sert zemin bir adım sonrasında yumuşağa dönebilir ve toprak çekilebilir. Bu toprak çekilmesinde de çırpınmalar yaşanabilir, çırpınmalarla yaşanan panikle boğulma vakaları çok görülüyor.” dedi.
Ailelerin, yüzme bilmiyorlarsa çocuklarını tek başına havuza yönlendirmemesi gerektiğinin altını çizen Türk, şu bilgileri verdi:
“Zaman zaman simit ve benzeri gibi kullandığımız malzemeler de çocukların kontrolünden çıkıp boğulmalara sebebiyet veriyor. Aileler uzmanlardan çocuklarının yüzmelerini geliştirmeleri için destek almalı. ‘Ben yetişkinim, çok iyi yüzüyorum.’ diyen arkadaşlar bile problem yaşıyor. Ne kadar iyi yüzücü olursanız olun akıntının olduğu yerde akıntıya direnmek yanlış bir seçim. Kıyıya paralel gidip kendimizi kurtarmaya çalışmamız lazım, aksi takdirde çok profesyonel olsak bile boğulma tehlikesi yaşayabiliriz.’’
“BOĞULMA TEHLİKESİ YAŞAYANLAR…”
Yaz aylarında boğulma vakalarının sık yaşandığı Şile’de cankurtaran şefliği yapan Ahmet Akçin de emniyet bariyerlerinin olduğu bölümde denize girilmesini tavsiye ederken, boğulma vakalarının bariyerlerin geçildiği yerlerde görüldüğünü kaydetti.
Akçin, denizin dalgalı olduğu zamanlarda yüzülmemesi gerektiğini belirterek, “Denizin sakin olduğu zamanlar tercih edilmeli. Genelde bizim vatandaşlarımızın yüzde biri yüzme biliyor, bu rakam yüzde 10 bile değil. Yüzmeyi bilmeyenler nedeniyle de boğulma vakaları yaşanıyor.” dedi.
Boğulma tehlikesi yaşayan kişilerin kendilerini suyun üstüne bırakmaları gerektiğini anlatan Akçin, bu durumlarda cankurtaranların bariyer içindeki kişiye rahatlıkla müdahale edebildiğini söyledi.
“ÇOK İYİ YÜZME BİLDİĞİ HALDE BOĞULANLAR OLDU”
Sarıyer’de oturan ve 40 yıldır burada denize girdiğini kaydeden Muhittin Zengin, dipte ve yüzeyde akıntı olduğunu söyledi.
Denize girmek için tehlikeli bir yer olduğunu dile getiren Zengin, “Polisler uyarıyor ama kimse pek aldırış etmiyor. Hafta sonları burası çok yoğun oluyor.” dedi.
Kuzguncuk’ta 40 yıldır yüzdüğünü anlatan Cengiz Demirkesen de “Çok iyi yüzme bildiği halde burada boğulanlar da oldu. Çünkü akıntı bir anda terse dönüyor, çok hızlanabiliyor, çok dikkat edilmesi gerekiyor. O yüzden tavsiye etmiyorum boğazda denize girilmesini.” diye konuştu.