Son yıllarda Türkiye’deki gayrimenkul piyasasında dikkat çeken bir gelişme, Türk vatandaşlarının yurt dışında yaptığı yatırım miktarının hızlı bir şekilde artması oldu. Merkez Bankası ve çeşitli finansal araştırma kuruluşlarının verilerine göre, Türklerin yurt dışı gayrimenkul alımları son bir yılda 100 milyar TL’ye yaklaşarak rekor seviyelere ulaştı. Bu durum, Türkiye’ye yabancı yatırımcıların getirdiği döviz hacmini de geride bırakarak piyasa dengesini değiştirdi.
Yabancı Alımları Azaldı, Türkler Yurt Dışına Yöneldi
Geçmiş yıllarda Türkiye’ye olan yabancı ilgisi oldukça yüksekti. Özellikle 2016-2018 yıllarında yapılan yasal düzenlemelerle, yabancı yatırımcılara gayrimenkul karşılığında Türk vatandaşlığı verilmesi, konut alımlarında ciddi bir artış yaratmıştı. 2017’de bu asgari alım bedeli 1 milyon dolardan 250 bin dolara düşürülmüş, bu sayede başta Rus ve Avrupa kökenli yatırımcılar olmak üzere Orta Doğu ülkelerinden yoğun talep gelmişti.
Ancak 2023 ve 2024 yıllarında yabancıların Türkiye’den yaptığı alımlar düşüşe geçti. Vatandaşlık hakkı için gerekli yatırım eşiğinin 400 bin dolara yükseltilmesi, 5 yıllık satış kısıtlaması ve bölge ülkelerindeki siyasi istikrarsızlıklar, yabancı alımlarını yavaşlatan başlıca etkenler olarak öne çıktı. 2024’te yabancıların Türkiye’deki toplam alımları 2,82 milyar dolara gerilerken, Türklerin yurt dışında yaptığı gayrimenkul alımları 2,15 milyar dolara yükseldi. 2025’in ocak-eylül döneminde ise Türklerin alımları 2 milyar dolara ulaşarak son yılların en yüksek seviyesini gösterdi.
Türk Yatırımcılar Yurt Dışına Neden Yöneliyor?
Türk vatandaşlarının yurt dışı gayrimenkul yatırımlarındaki artış, ekonomik ve sosyal faktörlerin birleşiminden kaynaklanıyor:
Döviz ve Enflasyon Korumalı Yatırım: Dalgalı döviz kurları ve yüksek enflasyon ortamı, yatırımcıları varlıklarını korumak için gayrimenkule yöneltti. Yurt dışı gayrimenkul, döviz bazlı güvenli bir yatırım aracı olarak öne çıkıyor.
Oturum ve Vatandaşlık Avantajı: Yunanistan, Portekiz, İspanya, Dubai, Karadağ ve KKTC gibi ülkeler, belirli tutarda gayrimenkul alan yabancılara oturum veya vatandaşlık hakkı veriyor. Bu da Türk yatırımcılar için hem vize serbestliği hem de geleceğe dönük yaşam planı anlamına geliyor.
Dijital Kolaylıklar: İnternet ve dijital platformlar sayesinde yurt dışındaki ilanlara ulaşmak, sanal tur ve online tapu işlemleri yapmak kolaylaştı. Uluslararası danışmanlık ve finansman hizmetlerinin yaygınlaşması, yurt dışı alımlarını daha erişilebilir hale getirdi.
Kira Getirisi ve Uzun Vadeli Kazanç: Avrupa’da istikrarlı kira getirileri, Körfez ülkelerinde vergi avantajları ve ABD ile İngiltere’de uzun vadeli değer artışı beklentisi, yatırımcıları yurt dışına yöneltiyor.
Eğitim, Yaşam Kalitesi ve Güvenlik: Orta-üst gelirli Türk aileleri, çocuklarının eğitimi, sağlık hizmetleri ve yaşam standardı için yurt dışında ikinci bir konut edinmeyi tercih ediyor. Artık bu yatırımlar sadece finansal değil, aynı zamanda yaşam planlamasının bir parçası haline geldi.
Şirket Yatırımları: Bazı Türk şirketleri de yurt dışında gayrimenkul alarak döviz geliri elde ediyor, uluslararası pazarlarda varlık gösteriyor ve vergisel avantajlardan faydalanıyor.
Ekonomik ve Finansal Etkiler
Türk yatırımcıların yurt dışına aktardığı kaynaklar, yalnızca bireysel yatırım olarak kalmıyor; aynı zamanda ekonomik korunma, küreselleşen yatırım davranışı ve finansal çeşitlendirme amacı taşıyor. Merkez Bankası verilerine göre, yalnızca eylül ayında yurt dışı alımlar 8,7 milyar TL’yi bulurken, ocak-eylül dönemi toplamı 76,9 milyar TL oldu. Son bir yıldaki toplam değer ise 98,4 milyar TL’yi buldu ve neredeyse 100 milyar TL’ye ulaştı.
Uzmanlar, Türklerin yurt dışı gayrimenkul alımlarının önümüzdeki dönemde de yüksek seviyelerde devam edeceğini öngörüyor. Döviz bazlı varlık koruma, ikinci yaşam planı ve eğitim gibi faktörler, yurt dışı gayrimenkul alımlarındaki talebin artmasını sürdürecek temel etkenler arasında gösteriliyor.
Sonuç olarak, Türkiye’den yurt dışına yönelen gayrimenkul yatırımları, ülkenin cari işlemler dengesi üzerinde de önemli bir etki yaratıyor. Türk yatırımcıların ilgisi, sadece ekonomik değil, sosyal ve stratejik boyutları olan bir yatırım trendi olarak dikkat çekiyor.
