TÜMAY ÖZOKUR: “HEDEFİM MEDYA VE İLETİŞİM ÜNİVERSİTESİ KURMAK”
Türkiye’nin önde gelen menajerlerinden ve kariyer danışmanlarından Tümay Özokur, Business Channel Türk TV’de duayen gazeteci Savaş Kalafat’ın sunduğu “Ben Savaş Kalafat” programına konuk oldu. Meslekte 25 yılı aşkın deneyimiyle tanınan Özokur, menajerlikte etik anlayıştan, oyuncu eğitimine, kriz yönetiminden üniversite hedeflerine kadar pek çok konuda samimi açıklamalarda bulundu.
Kariyerinin başında mühendislik eğitimi alan ancak meslek hayatını medya ve sanat dünyasına adayan Özokur, televizyonculuktan dergiciliğe, yapımcılıktan ajans yöneticiliğine kadar geniş bir yelpazede çalıştığını anlattı. Bugün menajerlik alanında kurumsal bir kimlik kazandırdığı Tümay Özokur Akademi ile yüzlerce oyuncunun yolunu açan Özokur, bu yapının artık çok daha büyük bir misyona dönüşmesini istiyor. “Biz bir akademi gibi değil, fakülte gibi çalışıyoruz. Hayalim bir medya ve iletişim üniversitesi kurmak. Bunu gerçekten işin ehli, etik değerleri olan insanlarla yapmak istiyorum,” diyerek geleceğe dair en büyük hedefini izleyiciyle paylaştı.
Röportajda, Özokur’un yıllardır temsilciliğini üstlendiği usta sanatçı Işıl Yücesoy ile olan ilişkisi de dikkat çekti. Yücesoy’un kendisi hakkında “Bu kız mesleği bırakırsa ben de bırakırım” sözünü gururla hatırlatan Özokur, “Yıllar önce onun şarkılarını söyleyip dans ederken bugün aynı sahneyi, aynı vizyonu paylaşmak tarif edilemez bir onur,” dedi. Kalafat da bu vefa dolu bağı örnek göstererek, meslekte böyle güçlü güven ilişkilerinin önemini vurguladı.
Özokur’un menajerlik anlayışı ise temelde güvene dayanıyor. “Bizde sözleşmesiz iş yapılmaz. Menajerlik evlilik gibidir; güven olmazsa yürümez,” diyerek, sektördeki etik boşluklara karşı kendi duruşunu net biçimde ortaya koydu. Kalafat ise “Senin hakkında kimsenin kötü konuştuğunu duymadım, bu sektörde çok kıymetli bir şey” diyerek bu güvenin karşılığını sahada gördüğünü belirtti.
Menajerlik görevini yalnızca oyuncu temsiliyle sınırlamayan Özokur, kriz anlarında bizzat sahada bulunduğunu, gece saatlerinde sete koştuğunu ve oyuncusunun her ihtiyacında yanında olduğunu ifade etti. Geliştirdiği “3T sistemi”ni açıklayan Özokur, “Kriz varsa önce tespit, sonra teşhis, ardından tedavi gelir. Gerekirse yapımcıyla, gerekirse oyuncuyla, gerekirse basınla iletişim kurarım. Çünkü bu işin sorumluluğu bunu gerektirir,” dedi.
Röportajda konservatuvar mezunu olsa dahi sahne pratiği olmayan oyuncuların sette yaşadığı zorlanmaları da değerlendiren Özokur, “Ringde dayak yememiş boksör olamaz. Konservatuvar bilgi verir ama sahada öğrendiklerini uygulayacak tecrübeyi biz veriyoruz. İşte bu yüzden eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması gerek,” sözleriyle Türkiye’deki oyunculuk eğitimine eleştirel bir bakış sundu. Bu bağlamda, “Ben oyunculuk dersi vermem ama hangi oyuncunun neye ihtiyacı olduğunu doğru tespit ederim,” diyerek, oyuncularla kurduğu profesyonel ilişkiye ışık tuttu.
Özokur’un kitabı üzerinden yürüyen sohbet sırasında Kalafat, “Bu kitap üniversitelerde ders kitabı olmalı,” derken, Özokur da ikinci kitabın hazırlık aşamasında olduğunu belirtti. Eğitimde branşlaşmaya dikkat çeken Özokur, “Herkes her işi yapmamalı. Ben sadece oyunculuk alanında ilerledim, mankenlik ya da figürasyonla ilgilenmedim. Bu sektörün artık branşlaşmaya ve liyakata ihtiyacı var,” dedi.
Programın sonunda, “Bu işi bilen, gerçekten etik değerlere sahip insanların bir araya gelmesi şart. Herkes menajer, herkes yönetmen oldu. Artık işi bilenlerin birleşip bu sistemi ayağa kaldırması gerek,” diyen Özokur, medya ve sanat dünyasına yapacağı en büyük katkının bu vizyonu hayata geçirmek olacağını ifade etti. “Ben bu filmi gördüm. Hataları da başarıları da yaşadım. Artık bu deneyimi bir üniversite çatısı altında gençlerle paylaşmak istiyorum,” diyerek sözlerini tamamladı.
söyleşinin you tube linki:https://youtu.be/Blh4hc8HxI0
#TümayÖzokur, #SavaşKalafat, #TümayÖzokurAkademi, #MedyaÜniversitesi, #OyunculukEğitimi, #GüvenilirMenajer, #IşılYücesoy, #EtikYönetim, #BusinessChannelTürk, #KariyerDanışmanı