Yapay zekanın askeri alanlarda kullanımının artması, nükleer caydırıcılık konusunda çalışan uzmanlar arasında ciddi kaygılar yaratıyor. Özellikle, savaş simülasyonlarında test edilen yapay zeka sistemlerinin krizleri yatıştırmak yerine tırmandırdığı gözlemleniyor.
Stanford Üniversitesi’nden Jacquelyn Schneider, yapay zekanın gerilimi artırmaya eğilimli olduğunu ve bunu azaltmayı anlamadığını belirtti. Schneider, “Yapay zeka sanki gerilimi artırmayı anlıyor ama azaltmayı anlamıyor. Nedenini biz de bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, asıl tehlikenin yapay zekanın nasıl çalıştığının hâlâ tam olarak bilinmemesi olduğunu vurguluyor. Pentagon’un karar süreçlerine yapay zekayı giderek daha fazla dahil etmesi, olası iki risk senaryosunu gündeme getiriyor:
-
Yapay zekaya doğrudan nükleer silah kullanma yetkisi verilmesi.
-
Komutanların yapay zekanın tavsiyelerine körü körüne güvenerek ölümcül kararlar alması.
Pentagon, nükleer silah kullanımında her zaman insan denetiminin olacağını açıklasa da, uzmanlar Rusya ve Çin gibi rakip ülkelerin benzer teknolojilere yönelmesi durumunda bu ilkenin zamanla aşınabileceği uyarısında bulunuyor.
Bilim insanları, yapay zekanın askeri karar süreçlerindeki etkilerini daha iyi anlamak için uluslararası işbirliği çağrısında bulunuyor ve risklerin azaltılması için önlem alınması gerektiğini vurguluyor.