Yunanistan medyası, Türkiye’nin son yıllarda savunma alanında kaydettiği hızlı ilerleme ve Doğu Akdeniz’deki artan etkisi nedeniyle, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) “3+1” formülüyle ortak bir savunma ağı kurmayı planladığını öne sürdü. Atina merkezli Sigma Live’ın aktardığı habere göre, ABD’li düşünce kuruluşu FDD’nin hazırladığı rapor, Türkiye’nin bölgede güç dengesini kendi lehine değiştirdiğini ve etkisini önemli ölçüde artırdığını ortaya koyuyor.
Türkiye’nin Savunmadaki Hızlı Yükselişi ve Yunan Endişesi
Yunan basını, Türkiye’nin son on yılda savunma sanayisinde attığı yerli adımların, Atina ve Tel Aviv’in Türkiye’nin etkisini dengelemek için iş birliği yapmasını zorunlu kıldığını savundu. Haberde, Türkiye’nin özellikle SİHA’lar, insansız deniz araçları, uzun menzilli mühimmat, milli radar ve hava savunma sistemleri konularında yaptığı yatırımların bölgesel dengeleri değiştirdiği vurgulandı.
Raporda, Türkiye’nin bu alandaki hızlı ilerleyişinin Yunanistan ve İsrail’in savunma stratejilerini yeniden şekillendirdiği, Atina ve Tel Aviv’in ortak bir savunma ağı kurma zorunluluğu hissettiği ifade edildi.
Ege’deki Gerilim ve Türkiye’nin Artan Rolü
Yunan medyası, Ege’de son dönemde yaşanan bazı olayları örnek göstererek, Türkiye’nin artan bölgesel etkisinin tansiyonu yükselttiğini öne sürdü:
Türk balıkçı teknelerine Yunan sahil güvenliği tarafından ateş açılması,
Türk F-16’larının Atina FIR hattına girdiği iddiaları,
Hava sahası tartışmaları ve askeri hareketlilik.
Ancak habere göre, bu olaylar yalnızca yüzeysel gerilimi yansıtırken, esas neden Türkiye’nin sahadaki askeri ve diplomatik gücündeki artış olarak gösteriliyor.
Yunanistan’ın Savunma Hamleleri ve Silahlanma Programı
Yunanistan, 2025–2035 dönemini kapsayan 27 milyar euroluk bir silahlanma programı başlattı. Program çerçevesinde:
İsrail’den PULS roketatar sistemi alımı,
“Aşil Kalkanı” hava savunma sistemine İsrail teknolojisinin entegrasyonu,
Heron, Orbiter-3, SPIKE NLOS gibi insansız sistemlerin aktif kullanımı öne çıkıyor.
Haberde, bu adımların Türkiye’ye karşı savunma kapasitesini artırmayı ve bölgedeki güç dengesini Yunanistan lehine çevirmeyi hedeflediği belirtildi.
Türkiye: Bölgenin Dinamik ve Öngörülemeyen Gücü
Yunan basını, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmış olmasına rağmen, savunmadaki yerlileşme hamleleri sayesinde bölgenin en dinamik ve öngörülemeyen askeri gücü haline geldiğini vurguladı. Ayrıca, ABD’nin bölgede askeri varlığını artırmasının yalnızca Rusya’ya karşı değil, aynı zamanda Türkiye’nin etkisini dengelemeyi hedeflediği de haberde öne çıktı.
3+1 Planının Amaçları ve Enerji Güvenliği
Habere göre, “3+1 planı” (ABD–Yunanistan–İsrail–GKRY) kapsamında:
Doğu Akdeniz’deki enerji güvenliğinin sağlanması,
Bölgedeki doğal gaz hatlarının korunması,
Yunanistan’ın Ukrayna’ya LNG sevkiyatındaki rolünün artırılması hedefleniyor.
Ancak uzmanlara göre, tüm bu girişimlere rağmen bölgede asıl belirleyici aktör Türkiye olarak kabul ediliyor. Türkiye’nin savunma sanayisindeki hızlı gelişimi ve diplomatik hamleleri, Doğu Akdeniz’deki güç dengelerini belirlemeye devam ediyor.
Sonuç ve Bölgesel Analiz
Yunan basını, Türkiye’ye karşı geliştirilen “3+1 savunma hattının” temel amacının Doğu Akdeniz’deki enerji güvenliğini sağlamak ve Türkiye’nin bölgedeki etkisini dengelemek olduğunu belirtiyor. Ancak Türkiye’nin hem sahadaki askeri gücü hem de diplomatik etkinliği, bölgedeki tüm planlamaların merkezinde bulunuyor.
Bu durum, Doğu Akdeniz’deki güç dengelerinin Türkiye’nin etkisi doğrultusunda şekillendiğini, Yunanistan, İsrail ve GKRY’nin ise daha çok savunma odaklı stratejiler geliştirdiğini ortaya koyuyor.

