İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen kapsamlı bir soruşturma kapsamında, döviz teşviklerini kötüye kullanarak sahte şirketler üzerinden altın ve gümüş ticaretinde usulsüzlük yapan örgütlü bir yapıya yönelik dev bir operasyon gerçekleştirildi. Soruşturma ve operasyon çerçevesinde, 23 şüpheliden 21’i gözaltına alınırken, 2 kişi firari olarak aranmaya başlandı. Yapılan ön tespitlere göre, söz konusu usulsüz işlemlerden kaynaklı olarak devlet kasasına yaklaşık 100 milyar TL zarar verildiği belirlendi.
Usulsüz Altın ve Gümüş Ticaretinin Ayrıntıları
Soruşturma raporlarına göre, örgütlü yapının 2023-2024 yılları arasında Dahilde İşleme Rejimi kapsamında tonlarca altın ve gümüş ithal ettiği, ancak ithal edilen ürünlerin büyük bir kısmının mevzuata aykırı şekilde yurt dışına çıkarılmadığı tespit edildi.
Raporda, ithalat sırasında altın levha olarak beyan edilen ürünlerin pirinç veya imitasyon malzemelerle değiştirildiği, sahte belgeler ve yanıltıcı kayıtlarla işlem yapıldığı belirtildi. Bu yöntemle örgütün, hem haksız kazanç elde ettiği hem de devletin milyarlarca lira zararına yol açtığı vurgulandı.
Operasyonun Detayları ve Gözaltılar
18 Kasım 2025’te düzenlenen eş zamanlı operasyonda, 23 şüpheliden 21’i gözaltına alındı, 2 kişi ise firari olarak aranmaya başlandı. Operasyon kapsamında şüphelilerin evleri ve şirket merkezlerinde arama ve el koyma işlemleri gerçekleştirildi. Bu kapsamda:
Şirketin tüm dijital altyapısı ve kayıtları incelenmek üzere el konuldu
Şüphelilerin taşınır ve taşınmaz mallarına, şirket ortaklık paylarına tedbir konuldu
Sahte belgeler ve usulsüz evraklar tespit edildi
Başsavcılık Açıklaması
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, operasyon ve soruşturma süreci ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında; örgütlü şekilde döviz teşviklerini mevzuata aykırı olarak suiistimal eden ve sahte şirketler kurarak altın ve gümüş ticaretinde usulsüzlük yapan şüpheliler tespit edilmiştir.
09.01.2023–10.12.2024 tarihleri arasında, Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen altın ve gümüşün büyük bir kısmının rejim hükümlerine aykırı şekilde yurt dışına çıkarılmadığı anlaşılmıştır. Altın levha olarak beyan edilen bazı ürünlerin pirinç levha veya imitasyon altın ile değiştirildiği tespit edilmiş ve bu usulsüzlük sonucu yaklaşık 100 milyar TL kamu zararı oluşmuştur.”
Şüphelilere yöneltilen suçlamalar arasında Örgüt Kurma, Suç Örgütüne Üye Olma, Nitelikli Dolandırıcılık, TCMB Kanununa ve Türk Parasını Koruma Kanununa Muhalefet yer alıyor.
Operasyonun Ekonomik ve Hukuki Önemi
Uzmanlar, bu tür örgütlü usulsüzlüklerin, hem ekonomik sistemin güvenliği hem de devlet kaynaklarının korunması açısından ciddi riskler oluşturduğunu belirtiyor. Özellikle döviz teşvikleri ve altın ticaretindeki suiistimallerin, kamu maliyesine milyarlarca lira zarar verdiği ifade ediliyor.
Yetkililer, firari şüphelilerin yakalanması ve soruşturmanın devam etmesiyle birlikte, benzer yasa dışı faaliyetlerin önlenmesi ve mali düzenin korunması açısından operasyonun kritik bir adım olduğunu vurguluyor.
Operasyon, Türkiye genelinde altın ve kıymetli maden ticaretinde sahteciliğin önlenmesi, döviz teşviklerinin kötüye kullanılmasının engellenmesi ve kamu kaynaklarının korunması açısından büyük önem taşıyor.

