Fransa’da Kültür Bakanlığı’nda ortaya çıkan iş görüşmesi skandalı, yıllardır gizli kalmış korkunç bir istismarı gün yüzüne çıkardı. Bakanlıkta görevli üst düzey yetkili Christian Nègre’in, 2010’lu yıllardan itibaren dokuz yıl boyunca iş görüşmesine gelen 240’tan fazla kadına gizlice idrar söktürücü ilaç verdiği belirlendi. Mağdurlar arasında, 2015 yılında bakanlıkta iş görüşmesine katılan pazarlama uzmanı Sylvie Delezenne de bulunuyor. Delezenne, görüşme öncesi hayallerindeki iş fırsatına kavuşacağını düşünürken, farkında olmadan içeceğine ilaç karıştırıldığını fark etmedi.
İngiliz gazetesi The Guardian’ın haberine göre Nègre, kadınların kahve ve çaylarına güçlü idrar söktürücüler ekleyerek, onları tuvaletlerden uzak tutacak şekilde uzun yürüyüşlere çıkarıyordu. Kadınlar fenalaştığında dahi yürüyüşlere devam ettiriliyor, bazıları kamusal alanlarda tuvaletini yapmak zorunda kalıyor, bazılarının kıyafetleri ise ıslanıyordu. Bu süreç, mağdurların üzerinde uzun süreli psikolojik travmalar yaratmış, utanç, kontrol kaybı ve başarısızlık hissi gibi derin etkiler bırakmıştı.
Skandalın ortaya çıkışı, 2018 yılında bir meslektaşın Nègre’in üst düzey bir kadın yetkilinin bacaklarını fotoğraflamaya çalıştığını ihbar etmesiyle hız kazandı. Polisler, Nègre’in bilgisayarında “Deneyler” isimli bir Excel tablosu buldu. Bu tabloda, kadınların isimleri, ilaç verilen zamanlar ve verdikleri tepkiler detaylı şekilde kaydedilmişti.
Nègre, 2019 yılında bakanlıktan ve memuriyetten uzaklaştırıldı. Ancak yargı süreci halen başlamadığı için özel sektörde çalışmaya devam edebiliyor. Hakkında uyuşturma ve cinsel saldırı dahil çeşitli suçlamalar bulunuyor, fakat dava süreci yıllardır ilerlememiş durumda.
Fransa’da son yıllarda artan ilaçlı istismar ve cinsel şiddet olayları, kamuoyu ve yetkililer tarafından yakından takip ediliyor. Özellikle Gisele Pelicot davası gibi olaylar, sistematik istismarın etkilerini gözler önüne sermişti. Nègre olayı, altı yıldır dava açılmaması nedeniyle mağdurların yaşadığı travmayı derinleştirdi.
Uzmanlar, iş görüşmelerinde ve kamu kurumlarında güvenlik önlemlerinin artırılmasının, kadınların iş yaşamında korunmasının hayati önemde olduğunu belirtiyor. Bu olay, Fransa’da kadın hakları, iş güvenliği ve cinsel istismar konularında yeniden ciddi tartışmalar başlatmış durumda.
İlaçlı istismar skandalı, sadece mağdurların yaşamlarını değil, kurumların güvenilirliğini ve kamuya duyulan güveni de sarsarken, yetkililerin hızlı ve etkili önlem almasının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
