Dünya nüfusunun yüzde 4,4’ünde, Türkiye’de ise 45-65 yaş aralığındaki her 2 kişiden birinde görüldüğü tahmin edilen hemoroid, hareketsiz yaşam ve düzensiz beslenmeyle giderek yaygınlaşıyor. Pandemi nedeniyle sağlıklı yeme alışkanlığının büyük ölçüde yitirilmesi ve hareketsizliğin etkisiyle hemoroid vakalarında artış yaşandığını belirten Op. Dr. İsmail Hakkı Ocak, konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
KANAMA VARSA DİKKAT
Hemoroid hastalarında hastalığın tipine ve evresine göre çeşitli şikayetler olabileceğine değinen Op. Dr. İsmail Hakkı Ocak, hastalığın belirtileri ve türlerine ilişkin şu bilgileri verdi: “Başlangıçta sadece kanama ile kendini gösteren hemoroid, hastalığın ilerleyen dönemlerinde makatta şişme, ağrı ve kaşıntıya neden olur. Makat bölgesinden kan gelmesinin farklı sebepleri de olabilir. Hemoroid gibi rektum kanseri de kanama yapabilir. Bu nedenle kanamayı dikkate almak gerekir. Hemoroid iç ve dış hemoroid olarak ikiye ayrılır. İç hemoroid, kanama, şişlik, ağrı, ıslaklık ve kaşıntı olarak, dış hemoroid ise ani gelişen şişlik, ağrı ve bazen kanama olarak kendini gösterir. Başlangıçta makatın içinde ve bağırsağın son kısmında oluşan iç hemoroid, hastalık ilerledikçe dışarıya sarkmaya başlayarak belirginleşir. Daha çok ani şişme, sertlik ve ağrı ile ortaya çıkar. İlk evrede kanama ile kendini belli eder. İkinci evrede tuvalet esnasında dışarı çıkar, şişlik ve kanama yapar. Tuvalet sonrası kendiliğinden makat içerisine girer. Üçüncü evrede tuvalet sonrası elle içeri itildiğinde makat içine girer. Makatta şişlik, kanama, ağrı, ıslaklık ve kaşınma yapar. Hastalığın en ağır yaşandığı dördüncü evrede ise tuvalet esnasında dışarı çıkar ancak tekrar içeriye girmez. Kanama dışında ani ağrı, şişme ve nekroze alanlar (doku ölümü) olabilir.”
HEMOROİD KANSER BELİRTİSİ DEĞİL
Hemoroidin bir kanser belirtisi olmadığına ancak makat çatlağı, anal fistül, makat apsesi, rektum ve bağırsak kanseri gibi hayatı tehdit eden ciddi rahatsızlıkların da hemoroid oluşan bölgede geliştiğine dikkat çeken Op. Dr. Ocak, “Hemoroid şikâyeti olan hastaların maalesef çok az bir kısmı doktora başvuruyor. Oysa bu tarz şikayetleri olan hastalar genel cerrahi uzmanı tarafından mutlaka muayene edilmeli. Tedavide ise ilk muayene yol göstericidir. Kliniğimizde gelen hastalarımıza mutlaka anoskop denilen ve makat içindeki 5-6 cm mesafeyi değerlendirmemize yarayan ışıklı bir aletle muayene yapıyoruz. Gerekli durumlarda hastadan kolonoskopi de isteyebiliyoruz.” dedi.
Op. Dr. İsmail Hakkı Ocak, uygulanan tedavi yöntemlerini ise şöyle anlattı: “Özellikle hastalığın yeni başladığı ve şikayetlerin çok şiddetli olmadığı ilk evrede ilaç tedavisine başlanmalı. İlaç tedavisine uzun süre cevap vermeyen, ani gelişen durumlarda ya da şiddetli kanama ve ağrı şikayetleri olan hastalar için ameliyatsız tedavi yöntemleri ile oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilir. Hemoroid içerisindeki damarların yakılarak söndürüldüğü Lazerle Hemoroid ise son yıllarda oldukça popüler ve etkili bir tedavi yöntemi. Tüm evrelerde uygulanabilirliği nedeniyle de sıklıkla tercih ediliyor.”