Türk edebiyatının unutulmaz şiirlerinden “Mona Roza”ya ilham kaynağı olan Muazzez Akkaya Giray, 95 yaşında hayatını kaybetti. Yaklaşık bir yıl önce safra kesesi kanseri teşhisi konulan ve bir süredir tedavi gören Giray, 7 Haziran’da İstanbul’daki evinde yaşamını yitirdi. Merhume için bugün Fenerbahçe Camisi’nde öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı ve naaşı Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Muazzez Akkaya Giray, yalnızca edebiyatla değil; Cumhuriyet döneminin simge kadın figürlerinden biri olarak da hatırlanıyor. 1930 yılında Sakarya’nın Geyve ilçesinde doğan Giray, 1948’de Kandilli Kız Lisesi’ni yatılı olarak bitirdi. 1949’da Ankara’da dönemin en prestijli okullarından olan Mülkiye Mektebi’ne giren Giray, burada Türk edebiyatının iki önemli ismi Sezai Karakoç ve Cemal Süreya ile aynı sınıfta eğitim aldı.
Şair Sezai Karakoç’un kendisine duyduğu büyük aşkı dile getirdiği “Mona Roza” şiiriyle ölümsüzleşen Muazzez Akkaya Giray’ın hayat hikâyesi, yazar Emine Öte tarafından “Mahrem Şiir: Mona Roza” adıyla kitaplaştırıldı. Öte, Giray ile 10 yıl süren yakın ilişkilerini anlatırken, onu “ölçülü, zarif ve müstesna bir şahsiyet” olarak tanımladı.
Giray’ın bir Cumhuriyet kadını olarak Türk kadınının eğitim ve meslek hayatındaki ilerleyişine örnek olduğuna dikkat çeken Emine Öte, “Bugün bir devir kapanıyor. Türk edebiyatında adına şiir yazılan kadınlar da tıpkı şairleri gibi ölümsüzdür,” dedi. Giray’ın Kandilli Kız Lisesi’nden sonra Mülkiye Mektebi’ni yatılı kazanan ilk kadın öğrenci olduğunun altını çizen Öte, onun Sadettin Kaynak’tan şarkılar söylediğini ve dönemin birçok önemli hocasıyla yetiştiğini anlattı.
Muazzez Akkaya Giray, Mülkiye Mektebi’nin ardından Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş ve uzun yıllar hazine avukatı olarak görev yapmıştı. Hem meslek hayatı hem de edebi etkisiyle ardında güçlü bir iz bırakan Giray, Türk edebiyatının hafızasında saygıyla anılmaya devam edecek.
